5 Nisan 2007 Perşembe

Merhaba

Bilgisayarla tanistigim gunden beri ilk defa kendime ait bir sayfa yapmak konusunda bu kadar ciddi bir adim attim. Her zaman aklimdaydi fakat hayata gecirmek konusunda cok cesaretli olamadim,ama oglumun dogumundan sonra yapmamin sart olduguna karar verdim ve MERHABA...

Gorunen o ki bu site daha cok bebegim, onunla paylastiklarim ve hissettiklerim hakkinda olacak, ama sanirim bundan sonra ki hayatimi da zaten bunlar olusturacak.
Keske hamile kaldigimi ogrendigim gunlerde yazmaya baslamis olabilseydim ama hayat iste her zaman her istedigin aninda olamiyor.

Benim gibi gec anne olanlar anlayacaklardir mutlaka, bebegimle gecirdigin her an tarifsiz keyifli benim icin, cunku uzun bir bekleyisin sonunda kovustum ona. Hayatimizin akisi bir turlu rutine girmedi ki daha once anne baba olalim. Belkide tam zamani idi bizim icin kim bilir. Evliligimizin 8. yilinda dunya guzeli bir oglan cocuguyla uc kisilik oldu minik ailemiz. Tum belirsizliklerine ragmen hayat daha anlamli geliyor simdi bana.

Cok rahat ve huzurlu bir hamilelik gecirdim, hamile oldugumu ogrendigim Ocak 2006 dan oglumun dunyaya geldigi Eylul 2006 ye kadar gecen sure omrumun en keyifli, en anlamli donemi idi. Esiminde destegiyle cok da rahat gecti. Tum bu donem boyunca hep oglumla ilk defa karsilasacagimiz ani hayal etmeye calistim, kafamda cesit cesit senaryolar donup durdu. Dogumun nasil olacagi, neler hissedecegim falan filan ama gercek an hicbirine benzemedi. Bir Eylul sabahi saat 3 02 idi ve bebegim oylece nereye geldigini anlamaya calisir gibi gogsumde yatiyordu. Ifadesi biraz urkekdi, sanirim ucumuzde biraz endiseliydik. Dogum 30 uzun saat surmustu, esim ve ben bebegimizin sagligindan, sanirim bebek de yasadigi stresden dolayi kaygiliydik. Karan , oglumuzun adi bu Karan , hepimizden cabuk toparladi. Ilk bir kac dakikanin sonunda etrafi ve bizi incelemeye basladi. Henuz karnimdayken bile onunla surekli konustugumuzdan olacak ki seslerimizi hemen tanidi ve "evet ben sizi biliyorum " der gibi bakti bize. Dogali henuz bir iki dakika olmustu, oylece gogsumde yatiyordu, esim Karan diye seslendi ve o kucuk kafasini sesin geldigini yone cevirdi. Hayatimdaki tarifsiz anlardan birisiydi bu...

Karan cok sakin bir bebek, eger onunla vakit gecirmeye gonulluysen bir sekilde orta yolu bulup herseyden zevk almaya calisir gibi bir hali var, illa istedigini yapmak icin bir inadi yok gibi, en azindan simdilik. Uykusu, yemegi ya da her hangi baska birseyi icin bizi hic ugrastirmadi. Karni acikdiginda ufak ama gittikce desibeli artan minik cigliklarla anlatiyor bize ihtiyacini ya da uykusu geldiginde kucaga alindiginda kafasini saga sola hizla sallayip koynumuza sokularak gosteriyor bize onu yatagina koyma vaktinin geldigini. Uzun yuruyusleri cok seviyor, evimizin yakininda ki gole dogru her sabah yaptigimiz rutin yuruyusler sirasinda keyfine diyecek yok. Kuslari dinleyip, sincaplari takip etmeye calisiyor ve gelen gecen herkese ne kadar mutlu oldugu yuksek kahkalariyla anlatiyor.

Suan Karan yaklasik 6,5 aylik, hala inanamiyorum zamanin ne kadar cabuk gectigine. Dogdu buyuyor ve her gecen gun daha tadina doyulmaz oluyor...