20 Kasım 2008 Perşembe

Nerede kalmistik ?

Karan'in biricik arkadasinin Turkiyeden
dondugunu yazmistim, iste iki citlenbik muhabbetlerine kaldiklari yerden devam ediyorlar bu gunlerde. Neredeyse hergun birbirlerini gormekden kaynaklanan asinalikla, her muzurluk firsatini itina ile degerlendirmekteler :)Sila'yi goremedigimiz gunlerde ise minik bana "Annem Silam nerde ?" diyerek o gun birseyerin eksik oldugunu fark ettigini anlatmaya calisiyor. Birlikdeyken bazen paylasmayi bilememin verdigi hirsla kavga ettikleride olmuyor degil ama , yakinlarda daha sakin oynaya basladilar sanki...


Bir de gectigimiz hafta esimin is yerinden arkadaslarindan birinin kizi olan Scotia'nin 2.yas dogum gunu partisine katildik. Minik etrafinda bir suru yasitini gorunce cok ama cok mutlu oldu. once herseyi meshur parmak agizda goruntusuyle ince ince gozledi, sonra karismayi becerdi ortama :)









Hatta sira pastaya gelince payina duseni istahla yedikden sonra parti sahibinden dahasini bile istedi :)




Gectigimiz haftanin aktivitelerine de gelecek olursak ; gecen haftanin aktivite konusu "kis hazirlagindaki hayvanlar" idi. Karan'a kis kavramini anlatmak gercekden cok zor oldu, hatta hala anlayip anlayamadigi konusunda emin degilim zira yasadigimiz bolgeye neredeyse hic kis gelmiyor, gordugumuz biraz sertce sonbahar diyebiliriz:) Durum boyle olunca resimlerle kisi anlatmaya calistikdan sonra kisa hazirlanan karincalari gozleyip uzerine biraz konustuk. Hatta krakerimizi yuvalarinin hemen yaninda yerken kirintilarindan biraz yuvanin cevresine doktuk ki minik nasil tasidiklarini gorsun diye.







Ise yaradi :) karincalar acele acele yuvalarinin yaninda biriken krakerleri iceriye tasirken Karan'da ciglik cigliga anne bak "tasiyo, tasiyo" diye diye ellerini basinin uzerine kaldirip oradan oraya kosturdu. Aksam babamizi isden aldigimizda da eve kadar sabredemeden daha arabada anlatmaya basladi babaya karincalarin nasil mama tasidiklarini.




Sonra el kaslarimizin gelisimi icin bir kac sey yaptik. Ilki hamur yapmakti ki ben mutfagin her kosesinden hamur temizlerken cok keyif almadim ama Karan onlari bulundugu yerlere sacarken cok mutluydu :) Habire yasgunu pastasi yaptigi soyleye soyleye buyuk bir mutlulukla oynadi hamurla.



Sonra minikle renkli boncuklari cimbiz yardimiyla kavanoza doldurmaya calistik. Resimde her ne kadar sabirla boncugu tasimaya calissada, bes alti boncuk sonra parmakciklari o kadar cok yoruldu ki , aktivetin sonunda boncuklari etraftan tek tek topladik birlikde :)











Daha onceki yazilarimda kaptan kaba kasikla fasulye transfer ettigimizi yazmistim, bu sefer de kucuk boy iki surahiden birinden oburune mercimek doktuk. Hem el kaslari hemde el koordinasyonu icin faydali bir aktivite imis. Karan bunda oldukca basarili idi. Basariyla yaptigi icin kendide cok mutlu oldu .











Ayrica yine Yahoo grup tarafindan taniyip bloguna abone oldugun Semiramis'den aldigim fikirle Karan'a hazirladigimiz yemek tabaklarinda gectigim birkac haftanin eylenceli aktivitelerinden sayilabilirdi. Minik tabakdaki renk cumbusunu gorunce hepsinden yemege calisti ve o yedikce biz keyiflendice keyiflendik .









10 Kasım 2008 Pazartesi

Yazdan kalan birkac gun

Buralarda havalar hala cok guzel, biz de minikle bu yazdan kalan birkac gunun keyfini cikartiyoruz su gunlerde. Gunluk 2-3 saatlik park bahce rutinlerimize devam ediyoruz ve bir de pikniklere basladik. Hava cok sicak olmadigi icin sabah babamizi okula biraktikdan sonra sabahdan hazirladigimiz ogle yemegi sepetimizle Karan'in gitmeye karaverecegi bir parkta aliyoruz solugu. Minik kosup oynadikdan sonra yemek saatlerinde geliyor yanima ve "anne gobuk acikti " diyor :) biz de aciyoruz cikinimizi :) acik hava da hem etrafi seyredip , hem yemek yemek Karan'in favorilerinden oldu, kislar burada zor gecmedigi icin sanirim kis boyunca zaman zaman yapabiliriz bunu.







Karan icin son birkac haftanin gozde oyunu yeni yazi tahtasi. Bu gunlerde yakaladigi her firsatta onun karsina gecip ya resim yapiyor ya da burada tesaduf eseri buldugumuz bos bay,bayan ve cocuk yuzlerine manyetik kas, goz, burun, dudak vs yapistiriyor.




Normalde yasi geregi cok fazla konsantre olup bir oyunla uzun sureli ugrasmayan Karan bu yeni kas goz isiyne dakikalar harciyor ve bitirince de begeniyle bize gosteriyor, " anne ya da baba, bak Kagan yap ." diyor:)

Gectigimiz ayin sonunda minigi , daha onceden yasadigimiz kente geleceginden haberdar oldugumuz ve biletlerini aylar oncesinden tedarik ettigimiz " Elmo Show " goturduk. Bilenler bilir Karan icin Elmo neredeyse rol modelidir. Ozellikle bir kac ay oncesine kadar Elmo ne derse olurdu bizim evde. ( Simdilerde ilgimiz biraz degisti ondan ileride soz edecegim...)


Iste o sebepden Karan Elmo'yu karsinda gorunce ilk once ne yapacagini, nasil tepki verecegini sasirdi. Uzun sure salonda ki diger insanlari ve cocuklari seyretti, sonra bakti herkes ayni seyi yapiyor, bir sure sonra Elmo sahneye ciktikca "Elllmoooo" diye bagirip el salladi durdu, hatta gosterinin sonlarina dogru dans etmeye bile baslamisti. Bu yakinlarda ne zaman gosterinin oldugu binanin onunden gecsek hemen hatirliyor ve " anne Elmo nerde ?" diye soruyor bana :)




Ilgimiz biraz degisti dedim ya o da, Karan biraz daha buyuk cocuklara hitap eden Thomas and Friends ( Thomas ve arkadaslari ) ile tanisti. Thomas mavi kucuk bir lokomatif, uzerine surat cizilmis cok sirin bir tren ve Thomas'in sayisini bizim bile bilmedigimiz bircok tren arkadasi var, hepsini isimleri ve kisilikleri farkli. Bu trenlerin baslarindan gecenleri konu alan cizgi flimler de mevcut. Minik dogmadan cok onceleri esimle oyuncak reyonlari dolasirken ( oyuncak reyonunda ne isiniz var diye dusunenleri gorur gibiyim ama insan kendi cocuk tarafini hic tatmin edemiyor diyelim...) cocugumuz olursa yasina erisir erismez bu Thomaslardan alalim, kurar oynariz hep birlikde diye hayal kurardik :) Iste bu sebepden minigi trenlerle tanistirdik. Simdi onbir tane treni ve yaninda bir suru ekipmani var. Trenler icin nasil deli oldugunu laflarla anlatmak imkansiz, hepsinin renklerini, surat ifadelerini, isimlerini biliyor, hatta sahip olmadiklarinin bile, onlari cok buyuk ozenle raylara koyup, isi bitince de ip gibi yerlerine diziyor. Her aksam yatmadan herbirine tek tek iyi geceler dileyip, hatta ogun birisiyle biraz fazla hasir nesir




olduysa yatmadan ona opucuk bile veriyoruz :)







Ayrica son yazdigimdan bu tarafa aktivitelerimizde devam etti. Oncelikle odamizi yeniden duzenledik, Karan'in her istediginde materyallere kolaylikla ulasabilmesi icin yeni bir raf aldik odasina, benim hazirladigim ve bulup aldigimiz aktivite malzemelerini birlikde yerlestikdik yeni rafimiza, birlikde diyorum cunku Karan bazilarinin yerini begenmeyip degistirdi :)











ilk aktivitemiz Yahoo Montesori grubum sayesinde bulup internette konuyla ilgili sitelerden cikti aldigim, golgelerle resimlerin eslestirildigi bir oyun idi. Karan bunu cok sevdi, ama cabuk bikti, sanirim sadece iki kere yaptik ( farkli zamanlarda ) sonra ilgimizi cekmez oldu ,tahminim ogrendigi icin sikici gelmeye basladi .



















Sonra ki gunlerde adini bilmedigim fakat kaucuga yakin bir malzemeden hazirladigim boyutlari oranli sekilde kuculen farkli renklerde ucgenler, kareler, dikdortgenler ve daireler kestin ve bir kutuya yerlestirdim. Minige ilk gosterdigimde cok heyecanlandi, hemen eline alip oynamak istedi, bu sebepden aktiviteyi Karan'a gostermek kolay olmadi, sonunda kendin sirasi gelince once kutuyu onune alip uzun uzun inceledi tum sekilleri, sonra once buyukden kucuge ust uste dizdi hepsi, sonra da degisik seyler denemeye giristi. Mesela fotografda diktorgenleri asagidan yukari dizdi ve bana dogum gunu pastasina benzediklerini soyledi sonra ufleyerek dagitti hepsini :)

















Bir de yine ayni malzemeden ayni boyutta 10 tane balik kestim ve baliklarla ayni renkde boncuklar aldim. Baliklari 1'den 10'a kadar numaralandirdim ve numara sayisi kadar boncuk ayirdim. Karan'a bunu yeni aktiviteyi babasi anlatti. Anlatirken rakamlarla kafasini karistirmayip sadece baliklar ve boncuklarin ayni reklerde oldugunu oncelikle onlari ayirmasini istedigimizi soyledi. Minik hepsini buyuk bir dikkatle ayirdi, sonra babasi baliklarin uzerindeki rakamlarla boncuk sayisinin ayni oldugunu soyleyip hepsini tek tek saydi. Simdi Karan'la bu aktiviteyi tekrarladigimizda minik renkleri ayirdikdan sonra kendince boncuklari sayiyor. Amacimiz Karan'a saymayi ogretmekden ziyade ayni renkdeki iki ayri objeyi eslestirmesini ogretmek.






Iste Karan'la son bir kac haftamiz boyle gecti, her zamanki gibi keyifli ve suprizlerle dolu. Onumuzdeki gunlerde havalarin tadini cikartmaya devam edecegiz. Biricik arkadasimiz Sila'da Turkiye'den dondugunden onunla da daha fazla zaman gecirip oynayacagiz saniyorum.
Arayi fazla acmadan tekrar yazabilmek dilegiyle...

19 Ekim 2008 Pazar

Sonbahar


Minikle bu haftaki aktivite konumuz sonbahardi.
Ne tip birsey yapabiliriz diye cok dusundum, en sonunda Karan'in odasinin bir kosesini sonbahar kosesi haline getirmeye karar verdim. Tum malzemelerimi ayarlayip ciktik minigin odasina. Karan onca malzemeyi gorunce cok heyecanlandi. Henuz makasi istedigi kadar duzgun kullanabilecek yasta olmadigi icin isin cogunu ben yaptim, Karan da beni seyretti. Yaparken bir tarafdan da konustuk sonbaharda neler olur diye. Sanirim aklinda konusmanin bazi parcalari kalmis olacak ki simdi " agaclarin yapraklari neden dokuluyor. " Karan'cim diye sorunca "yagmur yagiyor" diyor :) isimiz bittiginde minigin odasinin bir kosesinde yagmurlu bir bulut, yapraklari dokulen bir agac ve agacin dibinde yuruyus yapan Karan'in en sevdigi cizgi film kahramanlari var. Herseyi bitirip ortalikdaki kagitlari toparladikdan sonra epey oynadik yeni kosede, Karan bulutun altina gecti, ben de " kos kos kos yagmur yagiyor, islanacaksin " diye bagirdikca minikde kosarak kacti :) cok eylendik Karan'la birlikte...















Yine daha onceki haftalarda bir Turkiye tatilindeyken yapamadigimiz aktivite konularindan biri olan evcil ev hayvanlari ile ilgili olarak da, buradaki en iyi arkadaslarimizdan biri olan Zeynep ve kopegi Cupcake'le bir araya gelip oynadik. Cupcake 4,5 aylik bir yavru kopek ve Karan'in Sila'dan sonra en iyi aykadasi. Bir araya her geldigimizde ikisi bir olup turlu yaramazliklar yapiyorlar. Karan'in onunla nasil uzun uzun vakit gecirdigine bazen sasiriyorum. Eline alip minciklamayi istemek yerine ( cunku bu yas cocuklari genellikle oyle yapiyorlar ) Cupcake'in en sevdigi oyuncaklarindan birini elini alip, ondan kaciyor, Cupcake'de sanki Karan'in ona oyun yaptigini anlamis gibi oyle arkasindan kosup, oyuncagini minikden almaya calisiyor. Tabi durum boyle olunca da ortalik cocuk cigliklari ve havlama sesleri ile doluyor :)










Ben kendim hayvanlari cok severim, Karan'da hayvanlari


sevsin, onlardan korkmasin istiyorum, bunun icin hayvanlar


konusunda her firsatta birseyler yapmaya calisiyorum. Mesela evimize yakin evcil hayvanlar ve bakim malzemeleri satan buyuk bir magaza var. Orasi bizim rutin ugrak yerlerimizden bir tanesi. Oraya gittigmizde mutlaka yeni sahiplerini bekleyen kedileri,kopekleri, baliklari ve hamstirlara bakiyoruz uzun uzun.


Ayrica universteye ait olan kelebek muzesi de ziyaret ettigimiz mekanlardan birisi. Orada kelebekler icin ayrilmis ozel bir alanda Florida da gorebileceginiz her cesit kelebekle tanisabiliyorsunuz. iceriye girdiginizde her yaninizi kelebekler sariyor bir anda,ozellikle bu gunler de hava cok yumusadigi icin envayi cesit kelebek gormek mumkun. Karan'i iceriye girince hayal etmek zor olmasa gerek, hemen ciglik cigliga ilk gordugu kelebege dokunmaya calismisti ilk seferinde. Artik kelebeklerin cok narin canlilar olduklarini biliyor. Dokunulunca canlari yanabilir diye anlattim ona, onun icin o da yere konmus bir kelebegin yanina oturup dokunmadan ona el sallayip "merhaba kelebek" demekle yetindi son seferinde.














Bir de muzemizde 12 milyon yil yasinda bir mamutumuz var, Karan o mamutu cok seviyor, hatta bazen parka giderken yolumuzu degistiriyoruz mamuta bir merhaba demek icin .


Iceriye girer girmez, girisin hemen devamindaki aciklikda butun heybetiyle duran mamutun yanina kosup uzun uzun bakiyor Karan, sonra bana donup "anneee mamut " diyor. Benden de evet " Karancim Mamut. Ne kadar buyuk degil mi ? Bak kocaman ayaklari ve up uzun disleri var ." cevabini almadan da yanindan ayrilamiyoruz, benim onu dinledigimi anladikdan sonra da kafasiyla tamam der gibi bir hareket yapip " hih " deyip yoluna devam ediyor.









Bir de aynilarini biribiriyle esleyebilmek icin iki takim aldigimiz ciflik hayvanlari modellerimiz var. Gectigimiz hafta onlarlada ilgili bir seyler yaptik. ilk daha once bir kitapcida gorup begendigim ve nasil olsa bir konu bulurum diye bir kenara ayirdigim, uzerinde hayvan ve cesitli imajlar olan bir dizi kartimiz vardi, iste o kartlardan elimizde olan hayvanlarin resimlerini ayirdik ve modellerle resimleri esledik ve resimdeki hayvanlarin isimlerini yeniden tekrarlayip seslerini ya da yuruyuslerini taklit ettik. Sonra da kartlari kaldirip, hayvan modellerinin tamamini masamiza koyup ciftlerini bularak bir kenara dizdik. Sonra minik her zamanki titizligi ile dizdiklerinden memnun kalmayip onlari yanyana dizmek yerine arkaya arkaya dizmenin daha iyi olacagini dusundu ve tek tek hepsini asker gibi arka arkaya dizdi. Isini bitirdikden sonra suratindaki muzur gulusu gorulmege degerdi :)




Gectigimiz bir kac hafta boyunca ogleden onceleri parklarda kosturdukdan sonra hemen hemen hergun oglen uykusundan sonra evimizde birseyler yapmaya calistik. Yaptigimiz her yeni aktivitede minik eskisinden daha ilgili ve daha becerikli idi. Bu yastaki cocuklar neredeyse her gun gozle gorulur derecede buyuyorlar. Tabi bu gelismede yaptiklarimiza bire bir yansiyor. Neler yaptik onlardan biraz bahsetmek gerekirse, yine bir alis veris merkezinde tesadufen buldugum ve kesin birseyler yapariz diye aldigim malzemesinin adini tam olarak bilmedigim ama yumusak ve cocuk icin oynamasi cok kolay oldugunu soyleyebilecegim kucuk kucuk kalp,yildiz, kare, daire ve ucgen sekilleri, farkli farkli renkleri olan sevimli materyaller vardi elimizde. Iste onlardan renkleri ve sekillerine gore ayirdigim bir kismi ile Minikle oturup oyunlar oynadik, oncelikle materyelleri renk gozetmeksizin sekillerine gore dort kaba ayirdik, sonra da hepsini tekrar karistirip bu sefer de renklerine gore dort ayri gruba ayirdik. Bunlari yaparken Karan renkleri isimleri ile degilde ayni renkte olan baska seylerin isimleri ile ogrendiginden isin sohbet tarafi cok zevkli idi. Mesela yesilin bizim evimizdeki adi agac rengi, ya da kirmizinin adi Elmo rengi, is boyle oluncada sohbet su sekilde gelisiyor " Karancim tamam bu kalp Elmo rengi ama sen baska Elmo rengi olan neler biliyorsun ?" Minik eger aklina hemen birsey gelirse soyluyor eger gelmezse sanki soruyu anlamamis gibi " hi " diye cevap veriyor, sonra aklina birsey gelene kadar bu konusma boyle gidip geliyor :)





Bunun disinda dahil oldugum yahoo grup olan

montessori grubunun uyelerinden birin mesaji sayesinde haberdan oldugum, ingilizce tot-book denilen, sanirim bebek kitabi olarak turkceye


cevirebilecegimiz kitaplarla birseyler yapmaya calistik. Internetten konu ile ilgili cesitli siteler var, onlardan birinden malzemelerin renkli ciktilarini alip kitap seklinde bir dosya icerisinde duzenledim. Minik karakterlerini ozellikle onun favorilerinden sectigim tot-booklara bayildi. Ozellikle sekiller, renkler ve hayatta her karakterin bir ismi oldugu ile ilgili Karan cok guzel oyunlar oynadik bu el yapimi kitaplarla.


Yaptiklarimizi tek tek yazmaya calistikca yazilanlar uzuyorda uzuyor ama kisaca bahsetmek gerekirse ....











Bol bol boya yaptik, hatta en son disaridan topladigimiz taslari rengarek boyadik















Sonra sungerlerle suyu bir kapdan deger bir kaba aktarmaya calistik. Bu aslinda el kaslari ve kordinasyon icin cok faydali bir egzersiz, Karan'da cok sevdi ama titizligi sebebiyle yere dokulen her damla icin Karan cok sinirlenip agladigindan bu egzersizi sadece banyo ile sinirli tutmaya karar verdik :)









Birde babamizin bize aldigi ahsap, cesitli sekillerdeki oyuncaklarimizla cesitli konbinasyonlar olusturarak buyuk ucgenler, kareler,diktortgenler gibi tanidik sekiller yaptik

















Karan buyudukce onunla yeni birseyler yapmak cok daha zevkli oluyor. Gorduklerine tepkileri degisiyor, sevincleri degisiyor, ifadeleri degisiyor, yani kisaca kisiligi ve hayati bakisi gelisiyor minigimizin. Tum cabamiz algisinda sinirlari olmasin Karan'in, bir takim korkular gelistirmesin, on yargilar olmasin kafasinda , etrafini tum basitligi ile algilasin ve anlasin diye.

Umarim minigimde benim kadar keyif aliyordur yaptigimiz tum bu islerden :)

4 Ekim 2008 Cumartesi

Yeniden

Daha oncede bahsetmistim ,minikle birlikde Montessori aktiviteleri yapmaya calisiyoruz diye. Bu aktiviteler hem cok keyifliler, hem de inaniyorum ki Karan onlardan cok seyler ogreniyor. Tatil sebebiye biraz gerisinde kaldigimiz aktivitelere biraktigimiz yerden devam ettik .



Burada olmadigimiz haftalardan birinin konusu olan "muzik" ve bu haftanin konusu olan "gokyuzu" konusunda birseyler yaptik Karan'la.


Minik neredeyse dogdugu gunden beri tam bir muzik tukunu, daha bir bucuk yasindayken muzik konusunda bir takim begenileri vardi Karan'in. Dinlemekde oldugumuz cd'yi taniyip icinde ki en sevdigi parca icin agladigi zamanlar olurdu :) Minikgin muzikle arasi iyi oldugu icin neredeyse hergun bu konuda yaptigimiz birsey oluyor onun icin bu aktivitede zorlanmadik, once kaplarin icerisine mercimek ve fasulye koyduk ilk Karan ne yapacagimi kestiremedi ve kaplari birbirinin icine bosaltmaya calisti. Ona bunlarla muzik yapabilecegimizi soyledigimde fikir hosuna gitti, daha sonra kaplari elimize alip tahta cubuklarla atlarina vurarak farkli sesler cikarttik, minik degisik sesler cikarttikca keyiflendi ve cok hosuna gitti. Bu aktiviteyi yaparken fotograf makinesi yanimda olmadigindan fotograflayamadim ama daha sonraki gunlerde Karan'in minik orgu, fulutu ve mikrofonuyla yine muzik yaptigimiz ve hatta hizimizi alamayip dans etmeye basladigimiz bir gun bir kac kare fotograf cekebildim :)















Gokyuzu konusunda resimden farkli birseyler yapalim istedim,onun icin daha once Karan'in odasina basit cocuk tablolari yapmak icin kullandigim polimer killer geldi aklima, hemen uygun renkleri sectim, ve bir dosya kagidinin yarisini siyaha boyayip polimer killerle birlikte Karan'in karsisina oturdum, oncelikle killer Karan'in cok ilgisini cekti, eline alip uzun uzun inceledi. Basta elimizde kille oynadik biraz, ona elinde ki bu seye sekil verebilecegini gosterdim. Sonra once aydede ve yildizlar yaptik gece tarafina, sonrada gunes, bulut ve kuslar yaptik gunduz tarafina. Iki boyutlu resmimiz tamamlaninca uzerine konusmaya basladik. Aksam olunca kuslarin agaclarda ki yuvalarina cekilip uyuduklarindan bahsettik, sabahlari aydedenin yerini nasil gunese biraktigindan bahsettik, Karan cok keyif aldi yaptiklarimizdan, konusmamiz da bittikden sonra bir sure daha kendin kendine anlatti ve oynadi killerle, kuslari aldi gece tarafina uyuttu, sonra gunese bye-bye deyip aydedeyi koydu kagida :) yani cok hosuna gitti .









Tum bu yaptiklarimizin disinda Karan'la gunluk park ziyaretlerimizde bitmis degil, sabahlari babamizi ise biraktikdan sonra solugu dogru parklarda aliyoruz. Karan acik hava oynayip tas toplamayi ve kosmayi cok seven bir cocuk, hos hangi cocuk sevmez ki degil mi?


Yasadigimiz yerde bolca park olmasi nedeniyle Minik cok sansli, hergun onun enerjisini atabilecegi bir yer bulabiliyoruz.


















Kimi zaman ayakkabilarini cikartip kumlarin uzerinde istedigi gibi oynuyor













Kimi buyuk cocuk parkinda
" Kagan abi oldu " deyip kaydiraga tersden cikmaya calisiyor :)














Ya da daha kucukler icin hazirlanmis oyuncaklarda kosup oynuyor:)
Karan'la vakit gecirmek gun gectikce keyifli olmaya basladi, daha iyi konusmaya basladigindan beri, hep oynuyor, hem de her bir iki dakikada bir yanima gelip "annneeee" diye baslayan cumlelerle kesfettigi her yeni seyi benimle paylasiyor.

15 Eylül 2008 Pazartesi

2.Yas

Nasil gecti hic anlamadik, sanki dundu dogdugun ama bugun ikinci yasini kutladik. Dogumundan bu tarafa hayatimizda o kadar cok sey degistirdin ki anlatilmaz. En basta hayata bakisimiz farklilasti seninle, seninle tamamlandik biz...


15 Eylul 2006 'da bir mucizeye sahit olduk ve o gunden beride tum cabamiz, tum umudumuz bu kucuk mucizeyi saglikla buyutup hayata katmak.








Sana deneyerek ogretiyoruz, aslinda seninle biz de yeniden ogreniyoruz , bazi seyleri tekrar tartip aslinda dogru olanin ne oldugunu bulmaya calisyoruz, sen en iyisini ogren diye.





Hayata dair herseyi ogretmeye calisiyoruz, calisacagiz...



Koklamayi ogrettik sana, dokunmayi, dogayi, yasadigin dunyayi tani, tanimla diye, muzigi ve renkleri, ogrettik kendini bunlarla da ifade edebil diye, kitaplarla tanistirdik seni hayata baska baska pencerelerden de bakabil diye. Hergun yeni birseyle cikmaya calistik karsina, hala da calisiyoruz. Dedim ya tum umudumuz senin hayata katilman ve mutlu olman.



Senin icin tanridan tum iyilikleri diliyoruz her zaman, herseyin en iyisini en guzelini diliyoruz. Keske her zaman yaninda olup tipki yeni yurumeyi ogrendigin zamanlardaki gibi her dustugunde seni yakalaya bilsek, ama elimizden gelen sadece sana dustugunde nasil ayaga kalkabilecegine dair ip uclarini vermek. Insan bazi yollari kendisi buluyor hayatta elimizden gelen sadece yol gostermek ve biz de en dogrusunu yapmaya calisiyoruz.





Yolun hep acik olsun minigim, hep iyi insanlarla karsilas hayatin boyunca, onune cikan her zorluk sana yeni bir sey katsin ve onlarla buyu. Seni ne kadar cok sevdigimizi hic unutma, yasanasi nice yillar ... Saglikla, mutlulukla ve sansla.



12 Eylül 2008 Cuma

Donus...

Uzun bir ara bu sefer, epeydir yazamiyorum ama iyi bir sebebim var. Memlekete gittik tatilde :) Temmuz basindan beri Turkiyedeydik, Agustos sonunda dondugumuzden beri de tekrar duzen oturtmaya calistik Minikle. Malum saat ve ilgi farkindan kaynakli bir takim zorluklar yasadik ama, son bir haftadir hersey normale dondu. Sabah saat dortde kalkip hadi parka diye tutturmalarimiz, gun icinde buldugumuz her yumusak yere bas koymalarimiz,hircinliklarimiz sonunda yerini sakin, daha iyi uyuyan, haraketli ve merakli tam bir iki yas cocuguna birakti :)

Biraz Turkiye tatilinden soz edelim :)Tabi ki cok cok guzel bir tatil oldu hepimiz icin, ozellikle de Karan cildirdi, tum ilgi ondaydi, herkes minikle cok ilgilendiginden ve Karan'da ilgiyi seven bir cocuk oldugundan ne kadar mutlu oldugunu soylememe gerek yok her halde. Sanirim gerisini yazarak degilde resimlerle anlatmak cok daha dogru olacak...





Ankara'da gecirdigimiz gunlerde eski gunleri yad edip ODTU'ye goturduk minigi, babasi ile amcasinin okulunu gordu Karan.














Eskisehir oldugumuz zamanlardan bir kisminida annemle babamin emeklilikden sonra yasamak icin sectigi Mayislar Koyunde gecirdik. Karan annesi ve buyukbabasinin bahcesini gordu.











annesi ile bahce suladi,
















hep birlikde cicek topladilar,











hatta bazen suyu fazla kacirdi :))










Deniz teyzesiyle son Paris modasini Mayislar Koyune tasidilar :)

















Dedesiyle balon oynadi,



















Dedim ya bir dedigi iki edilmedi, Buyukbabasindan da istedi balonlari :)
















Parklara gitti.



















Babanesi ile balik kraken yedi :)












Buldugumuz bir kac gunluk arada da Adrasan'da hizli ama cok guzel bir tatil cikarttik.











Burada da minik cok guzel vakit gecirdi, amcasi ile Sucan'in bizi goturdukleri bu balik mekaninda taze alabalik yiyip, altimizdan gecen ordekleri beslerken Karan'in nasil mutlu oldugunu anlatmama gerek yok her halde :)


















Hatta tatilde Turk usulu cozumlerle acik havada deniz kiyisinda bile uyudu minik :)






Hizli tadi damagimizda kalan bir tatil oldu Turkiye gezisi. Sonunda evimize geldigimiz geceyarisi ( cunku saat sabahin 4'u idi ) Karan tum o yorgunluguna ragmen oyuncaklarini ve odasini gorunce tam anlami ile gozu dondu. Herseyi o kadar ozlemis ki o saatte oyuncaklarini ortaya dokup ciglik cigliga yarin saat kadar oynadi, onu ikna edip uyutmak oldukca zor oldu :)

Minik Turkiyede yaptigi herseyi cok net hatirliyor hala, hatta bugun oglen uykusundan kalktiginda hergun yaptigim gibi,kuzum ruyanda ne gordun diye sordum, o da yuzunde kocaman bir gulumseme ile annane, dede, buyukbaba ve babanne dedi. Biz hayret ettik babasi ile ama sanirim Karan ciddiydi ....