25 Mart 2011 Cuma

Yaz gunleri

Havalar guzellestikce festivaller, dogum gunu kutlamalari derken Karan'la birlikte yapabilecegimiz seylerde artti. Sanirim iki hafta sonu once idi, Tampa'nin geleneksel 75. sanat festivaline katildik minikle birlikte.



Super bir gun gecirdik, asagi yukari 300 sanatcinin eserlerini sergiledigi cok buyuk bir organizasyondu. Ressamlar, heykeltraslar, fotograf sanatcilari, taki sanatcilari, ahsap sanatcilari ve daha aklima gelmeyen bircogu, yaptiklari islerin basinda heyecanla paylasmaya hazir ilgilenenlerle sohbet ediyor ve yeni fikirler tartisiyorlardi. Karan kendinden beklenmeyecek derecede ilgilendi standlarla. Ozellikle bir iki stad vardi ki, ben hadi gidip birseyler yemek icin ara verelim dememe ragmen inatla " annecim once suna da bir bakalim " deyip beni surukledi. Ozelliklle ilgilendigi stadlar, metal objelerden olusturulmus ilginc ve bir cogu hareketli heykeller, minyaturler ve fotograflardi.





Yemegimizi yiyip biraz dinlendikten sonra festival alaninda cocuklar icin ayrilmis bolume gittik. Orada da cocuklarin ilgisini cekebilecek bircok aktivite duzenlenmisti, mesela bir tanesi kendi cizdikleri bir karakteri 3 boyutlu hale getirmekti. O kadar kolay ve keyifli bir aktivite idi ki, insan kendine bunu neden daha once dusunmedim ki diyor. Once cocuktan ikiye katlanmis buyucek bir kagidin uzerine sevdigi bir karakteri cizmesi ve boyamasi isteniyor . Sonra cizdigi karakter iki katli olan kagittan keserek cikartiliyor, bir ucu bos birakilarak etrafindan zimbalanarak bir yuzunde cizili karakterin oldugu ici bos bir kese kagidi gibi oluyor. Sonra bos olan uctan ici burusturulmus kagitlarla doldurulup o ucuda zimba ile kapatiliyor. Sonucta elinizde kagittan, bir bebek oluyor. Karan yaparken cok keyif aldi. Hatta hala odasinda zaman zaman oynuyor canavariyla ( bana cok sevimli bir ayiyi andirsa da, minik inatla onun canavar oldugunu soyluyor. )




Ben hic bu kadar uzun kalacagimizi dusunmesemde aksama kadar kaldik orada, Karan doya doya vakit gecirdi, hatta yeni arkadaslar edinip minik oyunlar bile organize etti. Gunun sonunda buyuk birer dondurma esliginde kapanis icin dusunulmus Jazz konserinide, dinleyip evimize donduk. Karan o kadar yorulmustu ki eve kadar dayanamayip arabada uykuya dalmisti bile :)

Sonra Karan keyifli bahce gunlerine geri donmeye karar verdi, son birkac haftadir, bahceye kurdugumuz gunesligin altinda keyifle oynuyor, gerci gecen hafta bahcedeki ciceklerimizi ziyarete gelen arilardan biraz huzursuz olsada, sonunda arilarin bir zarari olmayacagi konusunda onu ikna ettik.

Gecen haftasonu disariya cikti sonra bakti miskinlik yapamak icin cok uygun bir hava, iceriden dergilerini, kitaplarini toplayip pazar keyfi yapti minigim. Babasiyla Karan'in bu haline cok gulduk.

Bu aralarda bir iki tane de dogum gunu partisine katildik ki Karan hepsinde cok eglendi, sinif arkadaslari ile okulun disinda ve ailesi ile birlikte olmak sanirim degisik geldi kucumenime . Ozellille sonuncu sinif arkadasi Sydney'in evlerinin arka bahcelerinde guzel, sicak bir partiydi. Bir de cocuklar icin dev sisme bir kale koymuslardi ki, butun cocuklar terden siril siklam olana kadar icinde ziplayip durdular. Onlar gunluk enerjilerini atarken anne ve babalar olarak bizde sohbet edip guzel bir gun gecirdik.
Yaz iyice bastirdi bizim buralarda, bakalim simdilerde deniz kiyisina gitmek icin babamizin islerinin biraz hafiflemesini bekliyoruz. Baharda kesvettigimiz guzel koylar bulmustuk, evimize yarim saat mesafede Tarpon Spring denilen bir yer vardi mesela , kucuk bir Yunan kasabasi diyebilirim. Cikip carsisinda dolasmak bile insani bir anliginada olsa, Ege'de bir tatil kasabasinda yuruyormus hissi veriyordu, Akdeniz insaninin farkliligini hemen hissediyorsun. Iste oradaki kiyiya bayilmistik. Bakalim, esimin musait oldugu ilk haftasonu plan bu, biraz deniz, biraz miskinlik ve aksam ustu guzel bir Yunan restoraninda guzel bir Akdeniz menusu :)
Jojo'da bu keyifli gunlere katilmak icin yavas yavas buyuyor. Bu hafta sonu 30. haftamizi bitiriyoruz. Sadece 10 hafta kaldigi kizimin dogumuna :) Karan her gecen gun daha heycanli gorunuyor kardesi konusunda. Hatta gecen gun Alaz icin aldigimiz yeni tulumlardan birini kucagina yatirmis "annecim ben bebegimi boyle mi tasiyacagim?" diye soruyordu. O hali o kadar hosuma gitti ki anlatilmaz. Kucumenin yeni plani kardesi ile ayni odayi paylasmak. Bir tane ranza begendi bile. Bebegim asagida yatar bende yukarida yatarim diye hayal kuruyor minigim.
Gecen gun babasi ile Karan'a hem hayret ettik, hem de cok gulduk. Alaz'in dogumunun yaklasmasi ile Karan'i bu konuda biraz daha heyecanlandirmak ve eve yeni bir bebegin gelisi ile degisecek bazi seylere onu hazirlamak icin bebek ve eve getirisimiz hakkinda cok sik konusuyoruz. Esimle daha onceden konustugumuz uzere Karan'a, Alaz gelirken sana ne hediye getirsin Karan'cigim, ondan ne istersin diye sordum. Karan hem biraz saskin , hemde hayretle yuzume bakti ve " Jojo senin karnindan gelmiyor mu? Orada oyuncagi nereden bulacak ki " deyiverdi. Ne diyecegimi sasirdim , sonra dusundum, sanirim Karan'a herseyi bir yetiskin gibi anlatmanin sonucu bu dedim. Oglum resmen " bana cocuk muamelesi yapmayin, ben herseyin farkindayim "demek ister gibiydi :) Gurur duydum onunla.