28 Kasım 2007 Çarşamba

Tasinma

Yine arayi biraz actim sanirim, cadilar bayramindan bu tarafa iki satir yazamadim, ama bizim icin oldukca kosturma ile gecen bir bir ay oldu. Esimin mezuniyetinden sonra halen yasamakta oldugumuz ogrenci lojmanlarindan cikmak ve kampus disinda yasamak zorunda kaldik.Bu yeni gelisme bizim icin hem iyi hem de kotu oldu. Iyi tarafi daha buyuk ve guzel bir ev bulmamiz, kotu tarafida lojmanlardaki guzel cocuk parklarindan ayrilmak oldu.
Gurbette tasinmak zormus, normalde bir kac gun icerisinde yapabilecegin isler burada bir basimiza iken zor oldu. Esas zorluk hem minik ile ilgilenip,hem kutu hazirlamak ya da , tasindikdan sonra da hem minik ile oynayip,hem de kutulari acip esyalari yerlestirmekti. Allahdan burada sevdigimiz bir kac arkadasimiz zaman zaman imdadimiza yetisti Karan'i alip onunla biraz vakit gecirdiler de biz de isleri biraz hizlandirdik. Ama herseye ragmen yine de bir keyfi vardi yeni bir mekana yerlesmenin. Butun esyalar elden gecti, atilacaklar atildi, paketlenip kaldirilacaklar kaldirildi. Iki gun oncede internet ve telefonumuzda baglandi ve hayata kaldigimiz yerden devam ediyoruz.
Karancik yeni evimizde cok mutlu cunku ona yeni oyunlar cikti burada, mesela evimiz iki katli oldugundan en gozde oyunu bir asagi bir yukari merdivenleri sayarak inip cikmak. Onun icin tehlikeli olabilecegini dusundugumuzden merdivenlerin iki basina cocuk kapilari aldik, oyundan cani sikildigi zaman kapinin basina gidip ya babasini ya da beni yakalayip kapiyi acmamiz icin bize yalvariyor, sonrada elimizden tutup yukariya cikmaya basliyor ama eger o cikarken sen basamaklari saymiyorsan durup hemen yuzune bakiyor ve hani rakamlar der gibi bir ifade ile bize hatirlatiyor.
Bunun disinda son yazdigimdan bu yana minikde cok buyuk gelismeler var, mesela artik bir cok kelime soyleyebiliyor. Henuz cumle kuramiyor ama kelime kelime derdini cok iyi anlatiyor. Encok soyledigi sey "elma" cunku elmayi cok seviyor. Ne zaman mutfaga girsem elma,elma diye pacamdan ayrilmiyor. Bunun disinda soyledikleri muz icin "mu" , su , kitap icin "ap", aydede, anne, arzu, baba,araba icin "ababa",ayakkabi icin "abuka",gemi icin "mini". Bunlarin disinda da surekli soylemedigi ama eger ben Karancim sunu soylermisin dedigimde papagan gibi taklit ettigi bir cok kelime var. Anlamini anlamasada bizi taklit ediyor ve biz aferim Karan'a degince de kendini alkisliyor.
Bunlar keyif aldigimiz gelismeler bir de zorlandigimiz gelismeler :) minigimizin zor ikisi (terrible two) basladi. Birsey anlatmak isteyipde beceremeyince ya da yapmak istedigi seyi yapamayinca cok ama cok sinirleniyor, bagirmaya bize vurmaya, ya da elinde her ne varsa yere atmaya basliyor. Hele bir de bir surat ifadesi var ki anlatilmaz, eger yakalayabilirsem videoya alip koyacagim buraya. Aslinda oyle oldugunda hali cok komik oluyor, babasi da ben de gulmemek icin kendimizi zor tutuyoruz tepkilerine ama tabi gulmenin cok yalnis oldugunu bildigimizden minik yattikdan sonra birbirimize anlatip eyleniyoruz.
Yeni evde evin en buyuk odasi minigin, oyuncaklarini istedigi gibi yayip oynayabildigi icin cok mutlu, ayrica artik biraz daha buyudugunu dusundugumuzden onu bebek besiginde normal yataga terfi ettirdik, bu yeni gelisme cok hosuna gitti, istedigi zaman yatagina cikip inmek sanirim kendine olan guvenini arttirdi. Artik sabahlari aglayarak uyanmiyor, ya da ogle uykularindan kalktiginda bagirip beni cagirdikdan sonra yatagindan inip oyuncaklari ile oynamaya basliyor.
Ev ile birlikde gelen yeni oyunlarindan biriside kuvet keyfi. Her aksam Karan'i yikamak gobegi dustugunden beri yatak oncesi rutinlerimizden birisiydi. Bu evimizde Karan'in odasinda kendi banyosu oldugu icin banyo oyuncaklarinin tamamini kuvetine koyabiliyoruz, her aksam yikanmak icin banyoya girdigimizde hemen kuvetin kapatma deligini gosterip kapatmak istedigini anlatiyor ve suyu actirip kuvetin icerisinde pur keyif oynuyor. Tabi oyununu bitirip banyodan cikartmasi cok zor oluyor minigi ama uyku oncesi yorulmasina cok yardim ediyor.
Tasinali fazla olmamasina ragmen Karan kendine yeni rutinler bulmakda cok gecikmedi, yeni kesiflerini bizde merakla bekliyoruz minigin, hergun yatagindan yeni birsey ile cikiyor sanki.

Hayat guzel, hele minigimizle cok daha guzel, hergun digerinden daha keyifli sanki. Sabahlara onun gulen yuzu ile baslamak benim de babasininda gununu guzellestiriyor, hayatimizi tamamliyor.

3 Kasım 2007 Cumartesi

Kostum partisi.

Minik, gectigimiz pazar gunu ilk resmi partisine davet edildi. Hemen bitisigimizde oturan Venezuelali sirin bir aile var, onlarin en buyuk kizinin olan Jisel gectigimiz pazar gunu 16. yas gunu kutladi, tarih ayni zamanda cadilar bayrami ile de cakistiginda hem kostum partisi ,hem de dogum gunu partisi karisimi ilginc bir parti oldu.

Bir hafta kadar oncesinde Jisel ve kiz kardesi Denis ile her karsilasmamizda Karan'in da kostum giymesi konusunda cok israr ettiler. Sonunda bende dayanamadim ve minige cok sirin bir tavuk kiyafeti aldim. Eve gelip ilk giydirdigimde Karan'da cok sevdi. Aynanin basindan ayrilmadi, kendisine bakip bakip ciglik atip guldu. Parti gunu kiyafetini giydirir giydirmez benim hazirlanmami sabirsizlikla bekledi ve hemen kendini kapinin onune atti, Parti hemen kapimizin onundeki cardagin etrafinda oldu, cardagi cadilar bayramina uygun olarak dekore eden komsularimiz cok da zengin bir acik bufe hazirlamislardi, hatta yapilan barbekude tavuk etlerinin bittigini ve acil olarak yeni ve taze tavuga ihtiyaclari oldugu soyleyip Karan'a cok takildilar. Parti boyunca Karan'in keyfine diyecek yoktu Jisel'in sinif arkadasi olan sirin kostumlu bir cok guzel kiz ile oynadi durdu. Hatta cogu zaman beni aramadi bile, muzik esliginde cimlerde




zipladi, hatta yorulunca yuvarlandi durdu. Karan icin keyifli gunlerden biri idi. Bizim fotograf makinemizin pili bittigi icin disarida fotograf cekemedik ama komsularimiz epeyce cektiler, kisa sure icerisinde onlardan alacagim fotograflarida siteye koyacagim...



Son gunlerin en hareketli aktivitesi bu parti oldu. Bunun disinda Karan'la olan hareketli ve hicbir zaman rutun olmayan hayatimiz tum hizi ile devam ediyor.

Minigin ay ve ay tamamlanmaya devam eden disleri icin bakim calismalarimizda hizlandi :) Karan'in en sevdigi yatak vakti aktivitelerinden birisi de dis fircalamak, her aksam banyodan sonra oglumun inci gibi olan 5 disini fircaliyoruz, ilk disi ciktigi gunden beri fircaliyoruz ama son bir aydir filan yaptigimizin farkinda olarak yapiyoruz bu isi. Artik banyodan cikarken hemen lavabonun uzerindeki camli dolaba bakip dislerini fircalarmis gibi elini agzina sokup kafasini sallamaya basliyor, yani biliyorki vakti geldi :) Kucuk bebekler icin normal fircadan farkli, benim isaret parmagima gecirip daha kolay kullana bilecegin silikondan bir fircamiz var. Biraz parmak kuklasina benzetiyorum ben onu.Fircayi elime alir almaz minik hemen pozisyon aliyor ve agzini aciyor. Ve tabi hersey de oldu gibi fircalama suresinin ne zaman bittigine de yine o karar veriyor. Cani sikinca agzini kapatip "tamam artik" anlamina gelen sesler cikartiyor ve gunluk fircalama seansimiz da boylece sona eriyor.


Ne kadar hizli buyudugune inanmak zor, artik istedigini yiyiyor, istedi zaman disariya cikip dolasiyor, istedigi oyuncakla oynuyor, istedi zaman uyuyor ve uyaniyor. Kucuk olmasina ragmen her konuda bir begenisi ve tercihi var. Biz ona artik kucuk adam diyoruz. Sanirim yavas yavas bebeklikden cikip cocuk kivamina gelmeye basladi minik :) Keske biraz daha yavas buyuse, tum vakitimizi aliyor ama ne ben, ne de babasi bundan hic sikayetci degiliz. Hatta ona yeterince vakit ayirabildigimiz icin kendimizi cok sansli sayiyoruz ...







18 Ekim 2007 Perşembe

Yenilikler...

En son yazdigimdan bu yana epey zaman gecti, ama sanirim minik buyudukce benim bos zamanlarim azaliyor , ya da o kadar yorgun oluyorum ki bos zamanlarimi ayaklarimi uzatip biraz miskinlik yaparak geciriyorum :)

Minik tam hizla buyumeye devam ediyor, gelismeler inanilmaz, neredeyse her gun yeni birsey ekliyor kendine, ya yeni bir ses, ya yeni bir mimik, ya da yeni bir hareket. Izlemek cok keyifli, onu gozlemlerken icime tarif edilmez bir mutluk ve gurur doluyor ki anlatilmaz. Daha once bir yazida isaret dili uzerine calistigimizi yazmistim, Karan artik neredeyse uzerinde calistigimiz tum isaretleri anliyor ve bir cogunuda kullanmaya

basladi. Mesela tabaginda yemek bitti ve hala doymadiysa daha cok istedigini anlatan hareket ( sagdaki fotograf ) ;
Ayrica yemegi bittiginde ya da lazimliginda isi bittiginde artik kalkmak istedigini onun icinde onu temizlememi istedigini anlatmaya calistigi hareket (asagidaki fotograf) ;

Bunlar encok kullandigi isaretler, bunun disinda fotograflayamadigim isaretleri , top, araba, kitap, yok ki, nerede, balik, uyku vakti gelince yataga gitmek istedigini anlatan isaret, bitti... Bunlar aklima gelenler. Sanirim litraturde olmayan ama minigin gelistirdigi ve hatta benim bile henuz anlamini cozemedigim bir kac tane daha isaret bile soz konusu.


Bunun disinda bir de oyunlarimiz var, benim en cok sevdigim minige "nerdeymis Karan " dedigin zaman normalde yuzunu, gozlerini kapatmasi


beklenirken bizimki kulaklarini kapatmasi.


Biz esimle etrafi goremedigi zaman birseyler kacirdigini dusundugu icin bunu gelistirdigini saniyoruz. Iste burdaymis oglum deyince de kahkalarla aciyor ellerini ve cok mutlu oluyor. Tabi bu oyunu bazen yemek yerken ve elleri bileklerine kadar yemek bulasigi icindeyken yapiyor ki o zaman tadina doyum olmuyor :)

Bir de minigin bisiklet gunleri basladi, Gainesville'de sicaklar yerini ilik bahar havasina biraktigindan beri esimin ve Karan'in en gozde aktivitesi bisiklet. Minige bir kask ve babasinin bisikletine binebilmesi icin bir koltuk aldik, simdi her aksam ustu, babasi isten gelince kapiya dikiliyor , neymis efendim bisikletle gezecekmis, elini havaya kaldirip hareket ettigini ifade etmek isteyerek kaydiriyor elini havada ve ayni zamanda da agziyla "Wuuu" diye bir ses cikartarak anlatiyor bize meramini, mesala bu da minigin isaret dili uydurmalarindan biri:)


Babasi bisikleti hazirlarken zor bekliyor asagida, bir eli bisikletin tekerinde sanki bagi kopartmak istemiyormus gibi, sanki bak ben simdi buna binip gidecegim demek ister gibi ama aglayip mizmizlik yapmadan bekliyor babasinin yaninda sabirla. .
Sonra babasi yerine oturtunca da keyfine diyecek yok, giderken gulucukler, cigliklar atiyormus babasinin soyledigine gore, cok ama cok keyif aliyor bu yeni aktiviteden...
Simdi aksam ustlerini iple ceker oldu Karan, hatta gun icerisinde alis-veris icin disariya ciktigimizda bile hemen bisikletlerinizin durdugu yeri gosterip hemen "Wuuu" yapiyor. Ben de tamam kuzucum aksam baban gelsin gezeceksiniz giyorum o da kabul ettigini anlatir gibi baba diyor ve konuyu kapatiyor.
Karan'la vakit gecirmek her gecen gun daha keyifli olmaya basladi, her gecen gun yeni birseyler ogrendigini izlemek cok keyifli, uyudugunu izlemek, mutlulugunu paylasmak anlatilmaz...

15 Eylül 2007 Cumartesi

iyi ki dogdun....

Karan'imiz 1 yasini doldurdu. Zamanin ne kadar cabuk gectigine hala inanamiyorum. Hamileligim daha dun gibiyken minik gectigimiz hafta sonu bir yasini doldurdu.


Ilk dogum gunu biraz ozel olsun istedik, onun icin kucuk bir parti verdik minik icin, yasadigimiz ogrenci lojmaninin ortak kullanim icin hazirladigi kucuk salonunu rezerve ettirdik buyuk gun icin, bir iki gun oncesinden basladim hazirliklara, yiyip icmek icin salatalar ve yemekler hazirladim, biri minigin minciklamasi icin ozel olarak hazirladigim, digeri de misafirlerimize ikram etmek uzere siparis verdigimiz iki tane pastamiz vardi. Parti sirasinda da babamiz bize kofte ve sosis pisirdi. Sag olsun buradaki arkadaslarimiz bizi yalniz birakmadilar, asagi yukari 20-25 arasi misafirimiz vardi. Minik ozel birseyler oldugunun oyle farkindaydi ki uzerinde yogunlasan ilginin doyasiya tadini cikartti. Davetli arkadaslarin Karan'la yasit olan bebekleri anne babalarinin yanlarindan ayrilmazken minik, sanki ev sahibi oldugunun farkindaymis gibi tek tek yanlarina gidip hepsiyle ayri ayri oynamaya calisti.

Sira mum uflemeye geldiginde minik pur dikkat neler olup bittigini inceliyordu. Mumunu ufleyip de onunda onunde istedigi gibi oynayabilmesi icin bir pasta koydugumuzda sevincden cildirdi. Asagi yukari 40 dakika zevkle pastasini minciklayip yemeye calisti, doydukdan sonrada kalanini bacaklarina, kollarina ve saclarina surmeye basladi.

Hali gorulmeye degerdi. Aksam oyle

yorulmustu ki uyku saatini beklemeden uyuklamaya baslamisti , hatta kendisine gelen hediye oyuncaklarina bile gereken ilgiyi gosteremeden normal saatinden yarim saat once



uykuya daldi.
Cocugum olmadan once bir iki yasinda bebekler icin yapilan dogum gunu partilerini anlayamazdim, cunku onlarin henuz hicbirseyin farkinda olmadiklarini dusundugumden onun icinde aslinda yapilan partinin cocukdan cok buyukler icin oldugun kanisindaydim. Ama bir cok konuda degisen fikirlerim gibi bu konuda da fikrim degisti.





Oncelikle bebegin birseyin farkinda olmadigini dusunmek yanlis, minik olagan disi bir gun oldugunun cok cok farkindaydi. Ikinci olarakda parti buyukler icin bile olsa,minik bebeginin buyuyor oldugunu sevdiklerinle paylasmak ve bunu gururla kutlamak kadar dogal baska birsey olamazmis.



Hepimiz cok eylendik, ne denir, darisi nice saglikli yaslara....

12 Eylül 2007 Çarşamba

Ilk adimlar 2...

Minik 23 Agustos 2007 tarihi itibari ile yurumeye basladi. Sabah babamizi okula gecirmek icin kapimizin onundeydik , ben minigin kollarinin altindan tutup yurume pozisyonuna getirdim, bir suredir ayakda tek basina durabildigi icin dengesini sagladikdan sonra biraktim, babasi hic de gelecegini dusunmeden "Hadi gel Karan " dedi ve Karan 'da bizim saskin bakislarimiz arasinda babasina dogru 3 adim atti. O an sadece esimle birbirimize baktigimizi ve ikimizinde sarilmak

uzere minige dogru atildigimizi hatirliyorum. Minik kuzumuz artik kanat cirpmayi ogrendi, yakinda palazlanip bizi pesinde kosturmaya baslayacagina hic suphem yok.
Simdilik bizim yuregimizi agzimiza getirircesine koselere dogru yaptigi pikelerle ve yuruyup yuruyup poposunun uzerine kendisini atmalariyla konuya isindigini dusunuyoruz. Gectigimiz hafta sonu esimle ev onarimi uzerine malzemeler satan bir markete gidip evdeki sivri koseleri minikge guvenli hale getirebilmek icin bir kac birsey aldik. Bakalim ise yarayip yaramadigini yakinda gorecegiz.
Cok ilgincdir ki Karan'in cani hic oyle tatli degil, yani biraz kahraman benim oglum. Eger her hangi birseye agladigini duyarsaniz gercekden cani yanmis demektir, onun disindaki kucuk carpma, vurma siyrik gibi lafi olmayan seylere hic pabuc birakmaz.Yurumeye basladigi gunden beri biri yanaginda, birisi de alninda iki tane morluk gorduk ama ne zaman ya da nasil oldugu konusunda hic bir fikrimiz yok, cunku neredeyse hic aglamadi minik. Umarim bu dengesini tam olarak saglayamadigi alisma donemini kazasiz belasiz atlatiriz.
Ne diyeyim kuzumun yurudugunu gormek cok ama cok keyifli, hele hele onun yurudugune sevinmesini izlemek gibisi yok....

25 Ağustos 2007 Cumartesi

Tatil bitti...


Sonunda tatil bitti, misafirlerimizi de gonderdik ve
Gainsville'de ki hayatimiza biraktigimiz yerden devam ediyoruz.
Gectigimiz ay oldukca hareketli bir trafigimiz oldu, bazi zamanlar minik bile ayak uydurmakta zorluk cekti. Evdeki kalabalik ve kendi uzerindeki ilgi minigin arayip da bulamadigi seylerden biriydi. Doya doya simardi, kucakdan kucaga gezdi oglum.







Ilk once yasadigimiz yere yakin gunu birligine gidilebilecek yerleri bir yokladik, baktik hepsi enson biraktigimiz gibiler mi diye. Hepsi yerli yerindeydi. Sonra komsu eyalet Georgia'ya bir gezi yaptik, yol biraz uzunduama bence hepsine deydi.Ilk durak Savannah'di , 1700'ler de Amerika'nin siyah-beyaz catismasinin kalbinin attigi sehirlerden biri Savannah. Tarihi binalari, hayalet hikayeleri ve mutfagiyla unlu. Biz mutfagi ve binalariyla oldukca yakindan ilgilendik, hatatta orada kaldigimiz ev 150 senelik bir yapi idi,restore edilmis ve turistik amacla kullaniliyordu, evin icindeki esayalarin cogu antika idi...Ikinci duraksa bir dag parkiydi. Georgia'nin kuzeyinde Fort Mountain dedikleri eyalete ait bir parkda dort guzel gun gecirdik. Dag gercekden cok guzeldi, yaptigimiz uzun yuruyuslar sirasinda bir cok defa yavru geyiklere rastladik,Oramanin nemsiz, geceleri biraz serin ve temiz bir havasi vardi. Aksamlari yakilanmangalin ve dagin eteklerine inci gibi dizilmis evlerden bir tanesi olan evimizin inanilmaz manzarali balkonun tadini cikardik.


Minik zaman zaman bize cok bozuldu, zira istedigi gibi oraya buraya emeklemesine pek izin veremedik,ama dagin tepesindeki golun kenarina yaptiklari plajda doyasiya emeklettik Karan'i.


Minigi kuma biraktigimiz ilk an gormeye degerdi. ,sevincden ne yapacagini bilemedi once, bir suya bir kuma emekleye emekleye zikzaklar cizdi kiyi boyunca.Yorulur diye bekledik ama nafile, biraksak saatlerce yapabilecek gibi gorunuyordu ayni seyi. Isin komigi suda birimiz beklemiyor olmasak suyun boyunu astigina aldirmadan emekleyip gidecek kerata. Cok gozu kara bir cocuk oldu ... isimiz zor olaca

Gezinin en gozde kahramani tabi ki yine minik oldu.Yemek

yedigimiz her restorantda, garson kizlarin hic birinin gonlunu kirmadan hepsi ile ayri ayri flort etti oglum. Hatta bazilarina biz bile inanamadik, ne yapip etti kizlarin dikkati cekmeyi basardi. Hele bir seferinde tam masanin kenarinda oturuyordu minik, zavalli garson kiz da karsi kosede durup masadakilerin siparislerini almaya calisiyordu ki bir ara Karan'a gozu takildi. Bizimki cenesini




masanin uzerine koymus, ellerini asagi ya sarkitmis, yuzunde en



tatli gulumsemesi, gozlerini hafif kismis kizcagizin dikkatini


cekmeye calisiyor. Dayanamadik tabi hep bir agizdan gulmeya basladik minigin o haline, o da


sanirim anladi ona guldugumuz ve bir keyif bir keyif...


Tatil iste cabuk gecip gidiyor,bizimki de oyle oldu. Georgia'den dondukden sonra misafirlerimizin gitmeden onceki son alis veris islerini filan derken iste Agustos ayini da bitirdik, gectigimiz sali misafirlerimizi gonderdik, persembe gunu de esimin okulu acildi, ogerci olarak ciktigi tatilden egitimci olarak donmenin hafifligi ile basladi doneme.

Simdilerde hepimiz yeni duzene ayak uydurmaya calisiyoruz. Minik ilgi odagi olmanin sarhoslugunu uzerinden atmaya calisirken esim ve ben de evin canlardan sonraki sesizligine alismaya calisiyoruz...






8 Temmuz 2007 Pazar

Teslim


Bugun saat 21:52 itibariyle esimin doktora tezi bitmis bulunuyor. Biraz once telefon edip soyledi son bir haftadir merakla ve sabirla bekledigim su iki kelimeyi " sonunda bitti."
Ozellikle son on haftadir okuldaki odasina kapanip calisti durdu, zor bir on hafta oldu ama, iste bitti. Bundan sonra tekrar donem baslayana kadar uzun bir ara var ve eminim dinlenip kendine gelme firsati olacaktir. Hele hele bir iki gun icerisinde Turkiyeden gelecek misafirlerimizle, maruz kalinan stres cabuk atilacaktir, hic suphem yok...
Bugun aksam yemeginden sonra isinin birkac saat icerisinde bitecegini bilerek nese ile ugurladik babamizi. Uzerinde son on haftadir donusumlu giydigi iki t-shirtten biri ve sapkasi ile. Esimin dedigine gore bundan sonra uzun bir sure o sapkayi, o ayakkabiyi ve o cantayi kullanmak, hatta gormek bile istemiyormus :) cok da anlasilmaz degil tabi. Zor bir donem gecirdik, ama sanirim Karan'siz cok daha zor olurdu. Minik iki tarafli calisti, evde beni meskul tutarak yalnizlik hissettirmedi ve babasinin dinlenmek uzere eve geldigi aralarda gulucukler ve cigliklar sacarak onun stresini azaltti. Minik uzerine duseni yapti, simdi sira bizde, oyun arkadaslari ikiye cikti, olabilecek en guzel yaz icin isaret verildi sonunda :)
Yazin geri kalani icin guzel planlarimiz var, yasadigimiz yerin kuzeyinde Savannah dedilen hos bir kentte gitmek uzere rezarvasyonumuz yapildi bile. Minigin ilk ciddi tatili olacak, cunku dogdugunda hastanede gecirdigimiz gece disinda ilk defa evimizin disinda bir yerde bir gece gecirecek. Bakalim nasil olacak.
Misafirlerimizden bahsetmistim ya, Karan'in amcasi ve kiz arkadasi geliyorlar. Minik ilk defa amcasi ile tanisacak. Onun icin onemli zamanlardan birisi, amca, hala, dayi ve teyze dortgeninde tek kenar olan esimin tek kardesi ile tanisacaklar. Benim kardesim olmadigi icin bu yakinligi yasayacagi tek insan amcasi. Minigin bol bol simariklik yapip tum numaralarini sergileyecegine cok eminim, yani eylenceli gunler yakin.
Tez bitti, memleketten canlar geliyor, babamizin tekrar yogunlasmaya baslamasina en az 1,5 ayimiz var, yani kisacasi hersey cok guzel olacak... :)

28 Haziran 2007 Perşembe

Cevriye

Su gunler minigin uyku aliskanliklarini duzenlemeye calisiyoruz. Uzun zamandir kucuk bir problemimiz vardi, Karan benim saclarimi tutmadan uyuyamiyordu, tabi bu durum gece uyandiginda tekrar kendi kendine uykuya donmesinde sorun olmaya baslamisti. Gecenin ikisinde ya da ucunde benim minigin besiginin yaninda saclarini ellerine dolanacak kadar iceriye sarkitmis, onun uyumayasini beklerken ne kadar zorlandigimi hayal etmek guc olmasa gerek. Uzun sure benim saclarimin yerini alabilecek oyuncak ordek, battaniye ucu ya da tulbent denemerimiz oldu ama Karan hicbiriyle uyuyamadi. Sonunda alis veris merkezlerinden birinde dolasirken birden cozumumuzu gordum, oyuncak ayilar satan bir dukkanda tam istedigim gibi up uzun sacalari olan bir ayicik buldum. Eve gelir gelmez deneme firsatimiz oldu,cunku zaten minigin uyku vakti gelmisti. Araliksiz iki saat oglen uykusu yapti, normalde bir saat ya da en uzun bir bucuk saat uyuyan cocuk iki saat deliksiz uyudu. Boylece uykusuz gecelerimize bir cozum bulmis olduk. Ayicigimizin adini uzun saclarindan dolayi Cevriye koyduk. Simdi uyku vakti geldiginde Karan'a "hani oglum Cevriye " deyince hemen ayicigina bakiyor, yatar yatmazda saclarini ellerine dolayip bir tarafdan da parmak emerek uykuya rahatca geciyor.




Minik o kadar hareketli ve neseli bir bebek oldu ki anlatilmaz. Surekli yaninda birinin olmasi gerekiyor aksi taktirde bir kac saniye icinde Karan'i her hangi bir muzurluk yaparken bulmamak kacinilmaz. Ya salondaki elektronik esyalari karistirirken ya da babasinin raflarinda ki normalde oynamamasi gerek seyleri,murekkep sisesi gibi ,almis neseyle sallarken bulabilirsin. Birde banyo maceralarimiz var ki onlar cok keyifli. Karan'i her aksam uyku vaktinden once yikamak aliskanlik oldu, kendisi de banyo vakitlerini cok seviyor ama onu kendi kuvetinin icinde tutmak iki kisilik is neredeyse. Banyoya ilk girdigimizde bir iki dakikaligina su dolu ordek seklindeki kuvetinde oturup oyuncaklari ile oynuyor ama ikinci dakikanin sonunda sikilmaya ve etrafiyla ilgilenmeye basliyor. Once elindeki oyuncaklari disariya atarak basliyor, sonrada kendisi arkasinda egilip onlarin yanina gitmeye calisiyor. Dusup bir tarafini incitecek diye odum kopuyor.
Henuz yurumeye baslmadigi icin cok sikintili,herseyi kendisi yapmak istiyor ama vucudu onunla hem fikir degil. Kuvetten cikmak istiyor, lazimligina oturtturdugumda kalkip yurumek istiyor, oyuncak sepetine tutunup kalktikdan sonra yuruyup odasindan cikmak istiyor ama dedigim gibi vucudu henuz onunla hem fikir degil. Tabi yurumeye basladiginda neler olacak onu da dusunmeden edemiyorum, halazirda cok hareketli bir cocuk bir de ayaklaninca ele avuca hic sigmayacak sanirim. Bakalim gorecegiz, belkide islerini kendi yapmaya baslayinca biraz sakinler. Yani umarim oyle olur :)

Babalar gunu

Minigin babasi her nekadar yogun olsada hayatinin ilk babalar gununu kacirsin istemedim. Onun icin minige, babasi icin birseyler hazirlamasinda yardim ettim.


Aslinda iki sey hazirladik ama bir tanesi icin Karan'in yapmasi gereken tek sey poz vermek oldu :) internetten hizmet veren bir site araciligiyla uzerinde minigin fotografi olan metal bir kahve kupasi hazirlattik. Bence cok sirin olmustu. Kupa suan babamizin yaninda oldugu icin fotografini cekip koyamiyorum ama ilk firsatta ekleyecegim.


Birde istedimki gercekden Karan'dan birseyler olsun. Alis-veris icin minikle birlikde dolastigimiz bir gun bunun icin cok uygun bir t-shirt ve parmak boyalari bulduk. Eve gelip Karani bezine kadar soydum ve projeyi baslattik. Yaparken fotograf cekmeyi cok isterdim ama boyalar ve 9 aylik bir bebek bir araya gelince ne buyuk bir karmasa ciktigini hayal bile edemezsiniz :) duz bir kaba kirmizi ile turuncu arasi bir boya karisimi hazirladim, Karan'in ellerini icine batirip sonrada t-shirtun uzerine bastirip elinin izinin t-shirte cikmasini sagladik. yapmak anlatmak kadar kolay olmadi, cunku minik boyayi minciklayip o elleriyle halinin uzerinde emeklemek icin cok caba harcadi. Cikarttigimiz is guzel oldu ve minik de cok eylendi yaparken. Eminim esimde cok begendi onun icin hazirladigimiz t-shirtu. Henuz giymek icin firsati olmadi cunku gercekden cok cogun ama eminim en kisa zamanda giymeye baslayacaktir.

29 Mayıs 2007 Salı

Ilk adimlar 1


Minik buyuk bir hizla buyuyor ! Her gun yeni birseylerle uyaniyor sanki. Bir hafta kadar once emeklemeye basladi, onceleri alcak surunuyor diye sakalasiyorduk aramizda, cunku tirtil gibi gobeginin uzerinde kayarak gidiyordu,ama bir iki gun icinde kolarinin uzerinde yukselmeye ve gobegini yerden kaldirmaya basladi. Ondaki her yeni gelisme bana ve babasina yeni isler cikartiyor, simdi cok daha dikkatli ve uyanik olmamiz gerekiyor.
Karan ortalarda gorunmuyorsa ve daha onemlisi hic sesi cikmiyorsa mutlaka bir kosede bir muzurluk yapiyor olarak buluyoruz kendisini :)
Artik oyuncaklari ile nasil oynanacaginida yavas yavas ogrenmeye basladi. Evimizin bir odasinda babasinin model ucaklarinin ve diger modellerinin bulundugu bir raf var, o oda ve raf Karan'da merak konusu. Bazen kucagimizda odaya girdigimizde heyecandan ne yapacagini bilemiyor. Gecen gun babasi kucuk arabalardan bir tanesini alip Karan'in onunde suruyor gibi ses cikardi ve getirip Karan'in ayaklarinin arasina park ediyormus gibi agzi ile fren sesi yaparak durdurdu. O gunden beri Karan odaya girdiginde o arabayi istiyor ve eline aldikdan sonra ayni babasi gibi arabayi yere surterek agziylada "pirn pirn " diye sesler cikariyor. Minik gercekden cok cabuk ogreniyor, arabadan sonra birde sirin bir oyuncak helikopter aldim ona, simdi de onu alip elinde biraz yuksekte tutarak arabaya cikarttigi seslerden farki sesler cikartarak ucuruyor.Cunku babasi ona oyle gosterdi. Simdi arabalari ve helikoptei nerede gorse hizli hizli emekleyek yanina gitmeye calisirken bir tarafdan da agzi ile sesler cikartiyor.
Bir kac hafta once dislerinin cikmaya basladigindan bahsetmistim, alt iki disi yariya kadar yukseldi. Neredeyse tamamen ciktilar sayilir, simdi gulerken altda iki tane inci tanesi gibi gorunuyorlar. Minik ilk iki disi cikartirken cok zorlanmamisti, hatta ne kadar kolay oldugunu gorunce sansli bir cocuk oldugunu dusunmustum. Uc gun once ust dislerinden biride cikmaya basladi ama bu sefer alt dislerde oldugu kadar kolay olmadi, minigimin cok cani yaniyor olsa gerek ki surekli aglamakli, ozellikle geceleri her ikimiz icinde zor geciyor, neredeyse her saat basi agliyor ve beni yaninda istiyor, sanirim bir sekil rahatliyor beni gorunce. Yanina gidip saclarini oksadigimda genellikle hemen uykuya geri donuyor ama bir yada iki saat sonra tekrar uyaniyor. Mesale dun gecenin bir kismi Karan'in odasiyla benim yatagim arasinda git-gellerle gecti. Sonunda o kadar yoruldum ki minigi yanima aldim, boylece her uyandiginda beni yaninda gorup saclarimla oynayarak uykuya geri dondu.
Umarim yavrum bir an once su dis sikintisindan kurtulur da onceki sakin haline geri doner, cunku su ara onun icin de, benim icin de zor geciyor.
Elinden bir sey gelmemesi cok zor. Sanirim hayatin zorluklarini hepimiz bu kadar kucukken ogrenmeye basliyoruz. Is dislerle basliyor ve bir suru ilklerle kimi zaman sancili, kimi zaman kolayca atlatilip gidiyor...

12 Mayıs 2007 Cumartesi

Ikiz

Dun Philadelphia'da yasayan iyi arkadaslarimdan birinin bebekleri dogdu. Bebekleri diyorum cunku ikizler, iki guzel bebek, Koray ile Teoman. Askin'la once telefonla konustugunda sesi o kadar mutlu geliyordu ki, Karan'in ilk dogdugu gunu dusunmeden edemedim.
Sanirim insan hayatindaki inanilmaz anlardan birisi ve en guzeli dogum. Hamilelik boyunca ozlemle bekliyorsun, minik hareketlerini hissediyorun surekli, cok seviyorsun, baglaniyorsun ama ne zaman ki dunyaya gelip ilk kez goz goze geliyorsun o zaman icinde birseyler degisiyor. O zaman hayatinin bundan sonra hic bir zaman ayni olmayacagini hissediyorsun,hatta ondan onceki hayatin ne kadar bos oldugunu. Tarif edilmez bir duygu ...
Yarin anneler gunu, benim ilk anneler gunum. Nedense heyacanliyim, asagi yukari her anneler gununde ayni seyi dusunurdum, " ben ne zaman anne olacagim? ". Iste yine bir anneler gunu ve bu kez ben de anneyim, hem de dunyalar tatlisi bir bebegin annesiyim :)
Bu sene annemin anneler gununu kutlamak daha anlamli olacak benim icin, cunku artik anne olmanin ne demek oldugunu biliyorum. Cocuga verilen sevginin nasil limitsiz ve icten oldugunu, canini vermen gerekse nasil bir dakika bile tereddut edilmeyecegini, onun icin dunyada ki tum iyi ve guzel seylerin dilendigini, her gece yatarken sadece onun icin gonulden dua edildigini, hepsini artik biliyorum ve yasiyorum.
Boylesine limitsiz bir sevgiyi yasayabildigim icin kendimi cok sansli hissediyorum...

5 Mayıs 2007 Cumartesi

Disler ve kelimeler...

Bir insanin buyumesine, gelismesine ve yeni seyler ogrenmesine sahit olmak kadar keyifli baska birsey daha var midir bilemiyorum . Hele hele o insan sizin minik kuzunuz olunca durum daha da tadina doyulmaz bir hal aliyor.
Karan uc hafta kadar once her gordugu seye "igi" diye seslenmeye basladi. Onceleri bir anlam veremedik, sadece cok sevimli bulup, gulduk minige, ama ertesi hafta o "igi" ,"hadi" oldu, hatta bir iki gun icerisinde pesine bir de "gel" ekledi. Megerse minik bize " hadi gel" demege calisiyormus da, sadece "igi" si cikiyormus. Baslarda ne dediginin farkinda olmadigini dusunuyorduk. Esim sadece bizden cok duydugu bir cumle oldugu icin oylesine tekrar ediyordur diyordu, ama gecen gun oglen uykusuna birlikde yattik, uyandiginda hemen yaninda uzanmis onu seyrediyordum fakat Karan beni farketmedi, hafifce dogrulup kapiya dogru "hadi gel" diye seslendi. Iste onu gordukden sonra oglumun gayet ne dediginin farkinda oldugunu dusunmeye basladim. Simdi merakla yeni kelimelerini bekliyorum.
Bu arada bir kac hafta once birlikde isaret dili calismaya basladik Karan'la, okudugum kadariyla bebeklerin algi yeteneklerinin gelismesinde oldukca faydaliymis, tabi bunun yaninda isteklerini konusarak anlatmak yerine isaretlerle anlatmak daha kolay oldugundan, kendini ifade etmeleri cok daha basit oluyormus. Tabi bu da bebeklerin kendini ifade edememelerinden kaynakli mizmizliklerinin ve sikintilarinin azalmasini sagliyormus. Herseyden ote bebegimle isaretlerle bile olsa iletisim kurmak beni cok mutlu ediyor. Henuz cok basindayiz ama, ben Karan'in bazi basit seyleri anladigini dusunuyorum. Mesela topunu isaret ettigimde gozleri ile topunu ariyor, ya da arabasini isaret ettigimde ona uzaniyor, en cok sevdigi ziplamak, hadi zipla oglum diye isaret edince orumceginin icerisinde zip zip zipliyor. Hatta birseyin devamini istedigini ya da yedigin seyden daha fazla istedigini anlatan isareti yemek yerken zaman zaman kendisi kullaniyor. Henuz babasina gosteremedik ama ben defalarca gordum. Sanirim ilerleyen gunlerde en cok kullanacagi isaret bu alacak.
Tabi tum bu gelismelerin yaninda birde bedensel gelismeleri var, bir kac gun once disleri cikti oglumun. Bir sabah kalktik ve disi gorunmeye baslamisti. Simdi onune ne gelirse isirarak dislerini kasimaya calisiyor. Dislerini gordugumuz ilk gun bir heyecanla "dis gollesi" yaptim kuzum icin. Adetdendir, bebegin ilk disleri cikinca bugday, misir ve nohut haslanip sekerlenir ve dagitilir konu komsuya. Ama gurbette olunca bu dagitma isininde ayrica bir is oluyor. Yasadigimiz sitede sadece iki komsum disinda tum komsularim yabanci, birisi Colombiya, birisi Guney Kore ve digeri de Afrika'dan olmak uzere iyi gorustugum uc tane komsum var. Kapilarini calipta dis hedigini verdigimde, hepsinin suratlarinda, verdigim seyin ne oldugu ve niye verdigimi merak ettiklerini gosteren bir ifade var. Hepsine tek tek anlatmak ve onlardan olumlu tepkiler almak oldukca zevkliydi.
Minik her gecen gun buyuyor, her gun yeni bir degisiklikle uyaniyor sanki. Esim doktora tezini bitirmek icin ugrastigindan bugunlerde zamanin buyuk kismini okulda calisarak gecirmek zorunda, onun icin Karan'i takip etmekde biraz zorlaniyor. Hem yogun bir sekilde calisip,hem de Karan'in hizina yetismek zor. Ogluyla ilgili hic bir seyi kacirsin istemiyorum, onun icin elimden geldigince aksamlari geldiginde gun icinde yaptiklarimizi ozetleyip, minigin yeni numaralarini anlatiyorum babasina, zaten Karan'da keyfi yerinde ise numaralarini babasi icinde tekrarlamaya usenmiyor ...

2 Mayıs 2007 Çarşamba

Akvaryum

Gecen hafta nihayi bir kararla evimize bir akvaryum kurmaya karar verdik. Ozellikle esim bu konuda cok istekli idi ,zira Ankara'da ki evimizdeki akvaryumlarimizi kurdukdan sonra "ben bunca yil, bu keyifden uzak, nasil yasamisim ?" diyecek kadar sevmisti onlari. Bir kac zamandir surekli gundemdeydi ama , istedik ki Karan da seyredip zevk alabilsin, onun icin biraz erteledik. Sonunda gecen hafta gittik 10 galonluk bir akvaryum ve gerekli olan techizatini aldik. Esim keyifle kurdu akvaryumu, uzun uzun kumlari yikandi, motoru, isiticisi yerlestirildi, icinin kabuklari dizayn edildi, hatta ayni gun aksam ustu yuruyuse cikip icine atilabilecek uygun boyutta ve sekilde taslar bile topladik gol kenarindan. Akvaryumu olanlar bilirler, hersey bitse bile oyle hemen baliklari icine atamazsiniz, en az 24 saat beklemek gerekir suyu otursun, icinde bakteriler uresin,yani kisacasi baliklar icin uygun habitat olussun diye. Yoksa baliklari icine attikdan bir sure sonra olurler.
Biz de oyle yaptik, 24 saat bekledik, ilk gece bos akvaryumu seyretmek bile keyif verdi esime, hatta Karan bile eve yeni gelen degisik birseyin farkindaydi sanirim.
Ertesi gun kahvaltidan sonraki ilk is balik almaya gitmek oldu. Uzun uzun tum baliklari inceledikden sonra , uc ayri turden toplam 5 tane balik aldik. Bize kalsa daha fazla alacakdik ama balikcidaki satici genc bu buyuttaki bir akvaryum icin daha fazlasini onermedi,onun icin 5 de kaldik.
Baliklari akvaryuma attigimiz ilk gun bir tanesi disinda hepsi yeni evlerine uyum saglamislar gibi gorunuyorlardi, zaten o bir taneside ertesi gun oldu, neden oldugunu cok da anlamadik, ya zaten hastaydi,yada yeni akvaryumda birseylerden etkilendi. Ama diger baliklar birkac gun icinde kendilerine gelip etrafda salina salina yuzmeye basladilar. Karan'da cok sevdi akvaryumu ,henuz ilgisini 5-6 dakikan daha fazla ayni seyin uzerinde odaklamayi basaramasa da, o 5-6 dakika icerisinde oldukca ilgili bakiyor baliklara, gozleri ile sagdan sola takip ediyor, ani hareketlerinda heyecanlaniyor,sevinip guluyor. Aksamlari babasinin kucaginda seyrediyorlar akvaryumu. Bir sure bakiyor sonra babasinin kucagindan sarkip cama vurmaya,akvaryumun yanindaki yem kavanozunu veya kepcesini almaya ya da kendince baliklari yakalamaya calisiyor. Esim bir kac gun once olen baligin yerine yenisini almak icin tekrar gittiginde ,satici genci atlatip , 4 balik daha almis. Simdi oldukca kalabalik ve hareketli bir akvaryumumuz oldu. Karan daha rahat gorebiliyor onlari, hala ilgisi 5 dakikadan fazla degil ama biraz daha buyudugunde sure biraz daha uzuyacaktir sanirim.



Esim kadar mi bilemiyorum ama ben de akvaryumlari cok severim ,her ne kadar elime alip seve bilecegim, dokundugumda sicakligini duya bilecegim hayvanlar daha cazip gelsede ,baliklarin da yeri baskadir bende, belki de cocuklugunda evimizde surekli bir akvaryum oldugundandir.Akvaryumda en cok sevdigim sey sanirim sesi, ozellikle geceleri el ayak cekilden sonra evi dolduran siriltisi, insana garip bir sukunet veriyor. Iste etraf o sesi duyabilecegim kadar sesizlestiginde baliklarin sakin salinislarini seyretmek tum gunun yorgunlugunu aliyor.

5 Nisan 2007 Perşembe

Merhaba

Bilgisayarla tanistigim gunden beri ilk defa kendime ait bir sayfa yapmak konusunda bu kadar ciddi bir adim attim. Her zaman aklimdaydi fakat hayata gecirmek konusunda cok cesaretli olamadim,ama oglumun dogumundan sonra yapmamin sart olduguna karar verdim ve MERHABA...

Gorunen o ki bu site daha cok bebegim, onunla paylastiklarim ve hissettiklerim hakkinda olacak, ama sanirim bundan sonra ki hayatimi da zaten bunlar olusturacak.
Keske hamile kaldigimi ogrendigim gunlerde yazmaya baslamis olabilseydim ama hayat iste her zaman her istedigin aninda olamiyor.

Benim gibi gec anne olanlar anlayacaklardir mutlaka, bebegimle gecirdigin her an tarifsiz keyifli benim icin, cunku uzun bir bekleyisin sonunda kovustum ona. Hayatimizin akisi bir turlu rutine girmedi ki daha once anne baba olalim. Belkide tam zamani idi bizim icin kim bilir. Evliligimizin 8. yilinda dunya guzeli bir oglan cocuguyla uc kisilik oldu minik ailemiz. Tum belirsizliklerine ragmen hayat daha anlamli geliyor simdi bana.

Cok rahat ve huzurlu bir hamilelik gecirdim, hamile oldugumu ogrendigim Ocak 2006 dan oglumun dunyaya geldigi Eylul 2006 ye kadar gecen sure omrumun en keyifli, en anlamli donemi idi. Esiminde destegiyle cok da rahat gecti. Tum bu donem boyunca hep oglumla ilk defa karsilasacagimiz ani hayal etmeye calistim, kafamda cesit cesit senaryolar donup durdu. Dogumun nasil olacagi, neler hissedecegim falan filan ama gercek an hicbirine benzemedi. Bir Eylul sabahi saat 3 02 idi ve bebegim oylece nereye geldigini anlamaya calisir gibi gogsumde yatiyordu. Ifadesi biraz urkekdi, sanirim ucumuzde biraz endiseliydik. Dogum 30 uzun saat surmustu, esim ve ben bebegimizin sagligindan, sanirim bebek de yasadigi stresden dolayi kaygiliydik. Karan , oglumuzun adi bu Karan , hepimizden cabuk toparladi. Ilk bir kac dakikanin sonunda etrafi ve bizi incelemeye basladi. Henuz karnimdayken bile onunla surekli konustugumuzdan olacak ki seslerimizi hemen tanidi ve "evet ben sizi biliyorum " der gibi bakti bize. Dogali henuz bir iki dakika olmustu, oylece gogsumde yatiyordu, esim Karan diye seslendi ve o kucuk kafasini sesin geldigini yone cevirdi. Hayatimdaki tarifsiz anlardan birisiydi bu...

Karan cok sakin bir bebek, eger onunla vakit gecirmeye gonulluysen bir sekilde orta yolu bulup herseyden zevk almaya calisir gibi bir hali var, illa istedigini yapmak icin bir inadi yok gibi, en azindan simdilik. Uykusu, yemegi ya da her hangi baska birseyi icin bizi hic ugrastirmadi. Karni acikdiginda ufak ama gittikce desibeli artan minik cigliklarla anlatiyor bize ihtiyacini ya da uykusu geldiginde kucaga alindiginda kafasini saga sola hizla sallayip koynumuza sokularak gosteriyor bize onu yatagina koyma vaktinin geldigini. Uzun yuruyusleri cok seviyor, evimizin yakininda ki gole dogru her sabah yaptigimiz rutin yuruyusler sirasinda keyfine diyecek yok. Kuslari dinleyip, sincaplari takip etmeye calisiyor ve gelen gecen herkese ne kadar mutlu oldugu yuksek kahkalariyla anlatiyor.

Suan Karan yaklasik 6,5 aylik, hala inanamiyorum zamanin ne kadar cabuk gectigine. Dogdu buyuyor ve her gecen gun daha tadina doyulmaz oluyor...