27 Aralık 2009 Pazar

Kucuk sokak ressami

Bizim kucumen bu gunlerde resme ve yazip cizmeye dustu. Banyo duvarina, eline gecirdigi kagitlara, masasina :) , hatta sokakta yerlere.


Gecen gun gectigimiz yaz aldigimiz ama cok fazla kullanmayip arabanin bir kosesinde unuttugumuz tebesirlerini eline gecirir gecirmez asagidaki resmi yapti minik.






Once baba cizildi, sonra babasindan kendisini cizmesini istedi, ama Karan top oynasin diye kendi ayagina bir top cizdi sonra annesinin karni agridi " hani anne kucumen " diyince babasiyla arasina annesini sikistirdi, en sonunda resme bakip dedesinin eksikligini gordu ve onu da ekledi .


Sagdan sola baba, anne, kucumen ve dedesi... Babasinin sakallarini ve dedesinin biyiklarini da unutmadi :)








Sonra tebesirleri ile yani bulusmanin heyecani icerisinde bir bal arisi ve bize bal yapsin diye de yanina cicegini cizdi.

Son zamanlarda tam konsantre olarak yaptigi tek sey yazmak ve cizmek.
Artik yavas yavas harflere ilgi duymaya basladi, Karan'in "K" si, annenin "A" si, babanin isminin bas harfi olan "L" ve kiz arkadasinin ( ki bu konu baska bir yazi kanusu olacaktir) isminin bas harfi olan "V"
Simdilerde babamizda tatilde oldugu icin gunleri hep birlikde dolu dolu gecirmeye calsiyoruz. Karan durumdan cok memnun. Sabahlari her zaman ki kalkis saati olan 6.30 'da gune baslamaya hazir tum enerjisiyle annecim, babacim hadi oynayalim diye dikiliyor basimiza :)) Kiyabilirsen kalkma :)

10 Aralık 2009 Perşembe

Buyuyoruz...

Ucuncu yas gunumuzden bu tarafa cok birsey yazamadik buraya, ama her zaman ki gibi bir suru sey yaptik. Karan inanilmaz bir hizla buyumeye devam ediyor, bazen gun sonunda yorgun dusup de uyudugunda bakiyorum da ne cok yol kat etti bizim minigimiz. Oncelikle en onemli ilerlemesi dilde oldu sanirim. Simdilerde cok guzel konusuyor, hatta bazen oyle seyler soyluyorki bizi sasirtiyor. Bizimle konusurken kendini Turkce ifade etmekde hic zorluk cekmiyor, oyun dilimiz de genellikle Ingilizce, sanirim kresde arkadaslariyla oynarken surekli o dili konustugunda oynarken Ingilizceyi tercih ediyor. Iki dili cok iyi ayiriyor, daha dogrusu iki ayri dilin varliginin cok farkinda .











Fiziksel olarakda cok degisti , boyumuz cok uzadi mesela, artik bir metreye ulastik. Sonra saclarimizi kestirdik hemen yas gununden sonra, onceleri o guzel, ona bebek havasi veren luleleri gidince cok uzuldum ama ortaya koca bir "cocuk" cikinca cok hosuma gitti. Simdilerde bakiyorumda, simasi bebeklikden iyice kurturdu Karan'in. Hatta tanidigimiz cogu insan Karan saclari kesildiginden beri bir kac yas buyudu sanki diyorlar. Aslinda minigi cabuk buyutmek gibi bir niyetimiz hic yok ama zamaninda onune gecilemiyor iste...



Ha bir de unutmadan dondurmayi kesfettik, artik her iyi birsey yaptiginda "annecigim simdi eve gidince sen bana dondurma ver en iyisi " diyor:)




















Neler yaptigimiza gelince, her zaman ki rutin muze ve park gezilerimizin yaninda bir de kucuk, yasadigimiz sehirde bulunan kolejin ogrencilerinin arastirmalarina hizmet eden bir hayvanat bahcesi kesfettik.














Dedim ya cok fazla hayvan yok icinde ama bir kac cesit maymun, yilanlar, kurbagalar, cesit cesit kuslar bizim minigi mutlu etmeye yettide artti. En cok ilgisini ceken hayvan ise tavus kusu oldu, rengarenk kuyruguna bayildi Karan'cigim.








Sonra minigin dogum gununden hemen sonra
evimize bir balik aldik. Aldigimiz ilk gunlerde ilgisi cok daha fazlaydi ama simdilerde biraz ihmal ediyor baligini minik.















Burada yasadigimiz yerin kucuk bir ogrenci kasabasi olmasindan dolayi cok fazla etkinlik goremiyoruz, ama bu yil kasabamiza sirk geldi :) Biz de kacirmadik tabi. Karan nereye bakacagini sasirdi. Hayatinda ilk kez sirk gormus olmanin heyecani ile once saskin saskin etrafi inceledi, sonrada gosterilere daldi. Bir cok sevdigi hayvanlari bir arada gordu, beyaz ve Sibirya kaplanlari, develer, kopekler, aslanlar, filler. Sonra palyacolar ve turlu gosteriler. Ama sanirim yine de Karan icin en favori an gosterilerin sonunda cocuklari fillerin sirtlarinda dolastirdiklari zamandi. Karan diger korkup binmek istemeyen yasitlarina inat cok cesurca cikti ve bindi filin uzerine :)
















Asagi yukari Ekim ortalarinda Karan'larin kresinde bir sergi oldu, yaz boyunca okulda yaptiklari tum aktiviteleri her cocuga buyuk bir pano ayirmak uzere sergilediler. Karan'in panosunda en sevdigim resim, buraya fotografini koydugum oldu. Bence bu resim Karan'in babasina olan hayranligini anlatmaya yetiyor. Babasini nasil buyuk cizdigine bakarmisiniz :)






Bir cok aktivite de yaptik ama Karan'in en hosuna giden aktivitemiz sanirim tuz ile hazirladigimiz tepsi ile yaptiklarimiz oldu. Bu aktivite sayesinde bir cok geometrik sekli ogrendi minik. Kose ve kenar ne demek artik biliyoruz, sonra sekillerin isimlerinin hem Turkcesini, hem de Indilizcesini ogrendik. Benim hazirladigim ornek resimleri karsisina alip parmagi ile cizmeye calismak cok hosuna gidiyor, onlardan sikilinca kendiside yeni seyler uretmeye basliyor tabi . Her ne kadar her aktiviteyi yerde bir miktar tuz ile kapatsakta gecirdigimiz zaman eglenceli oluyor.



Ekim ayinin 31'i Cadilar bayrami idi. Burada adet olundugu uzere cocuklara kostumler hazirlanip aksam ustu kapi kapi dolasip sekerleme ve cikolata toplaniyor. Karan'in dogumundan once ben kapisi calinip cikolata istenilen teyzelerden iken Karan ile birlikde kapi kapi dolasanlar grubuna katildim :) Cok da iyi oldu. Karan'in her yeni kapidan uzatilan sepetten seker ve cikolata secme sevincine sahit olmak buyuk keyif idi. Bu yil bizim minik korsan oldu. Hatta iki de bir benim gozunde ki siyah bantim nerede onu da istiyorum homurtulari arasinda bir cadilar bayrami gecse de, genelinde cok eglendik.





Aksam uzeri bu evimizden once yasadigimiz, universite lojmanlarindaki Cadilar bayrami karnavalina gittik.
Cocuklar icin turlu aktiviteler, oyunlar, odul olarak cikolatalar, sekerlemeler hazirlamislar. Her stantda cesit cesit kostumler giymis universite ogrencileri cocuklari mutlu etmeye calisiyorlardi. Hatta cok ilginc seylerde yok degildi. Stantlardan birine cesitli surungenler satan bir dukkanin sahibini davet etmislerdi, cocuklara yaninda ornek olarak getirdigi tarantulalar, iguanalar, hatta hatta adina cockroach dedikleri hayvanlardan getirmis. Karan bu stantla cok ilgilendi. Ve annesinin yanina bile yanasmaya cekindigi resimdeki tarantulayi sevdi .


Aksam evimize donerken elinde lolipopu ve yanagina cizdirdigi bal kabagi ile keyfi cooook yerinde idi :)





Simdilerdeki konumuz ise Santa Claus , Karan'in kresinde ogrendigi uzere, bu sevimli sakalli amca gelecek ve Karan'a hediye birakacak ama ne hediye getirecegini nereden bilecek ? Tabi ki onceden amca ile gorusulup soylenecek ki Santa amca dogru hediyeyi getirebilsin. Durum boyle olunca, nerede bir Santa duyumu alsak Karan'i kapip gidiyoruz, resimde gordugumuz minigin bu yil ki ilk Santa'si. Once biraz cekindik, hatta resim icin kendisinin Santa amcasinin kucagina oturup ne istedigini soylemesi gerekiyordu ama Karan cok istek gostermeyince anne devreye girdi. Ikinci Santa amca da kreslerine geldi. Minik orada arkadaslarinin yaninda daha fazla cesaret gosterdi :)
Iste bizlerde haberler boyle. Tum enerjimiz ile Karan'in hizina ayak uydurmaya calisarak geciyor gunlerimiz. Gun gecmiyor ki Karan yeni birseylerle cikmasin karsimiza. Hicbir yenilik bulamadiysa da turlu seyler icat ederek gundemi elinde tutmaya calisiyor. Mesela gecen gece yatmadan once yatmamaya bahane bulamadi, her ne dediyse bir sekil de ikna ettik yatmaya, ama tam kitap okuma faslina gececektik ki bu sefer disini fircaladikdan sonra agzini calkalayip tukurdugu geldi aklina ve basti yaygarayi " benim tukurugum gitmeseydi, ben tukurugumu geri istiyorum " diye. Babasi da, ben de ne once yapacagimizi bilmeyen caresizlikle baktik biribirimize ve sonra bastik kahkahayi, tabi hakli cocuk, tukurugu gitti, almak lazim .... :)