Aile kalabaliklastigindan beri fazla vakit bulup yazamiyorum buraya ama bu demek degil ki bos duruyoruz...
Aktivitelerimize tum hizla devam ediyoruz, tek fark bu artik bir de seyircimiz var , Jojo !!! Eger uyumuyorsa ki uyumayi pek sevmiyor, biz minikle ne yaparsak yapalim yanimizda.
Karan yapiyor o seyrediyor, hatta bazen yaptiklarimiza katilmak isteyor ve elinden birsey gelmeyincede basiyor cigligi :)
Bazen Karan oyununa Jojo'yi da dahil ediyor ve bu her zaman citlembigi mutlu etmiyor.Aslinda ikiside birlikte oynamayi cok istiyorlar ama fiziksel olarak bu suan pek mumkun gorunmuyor.
Allahtan abimiz gonul almayi cok iyi biliyorda, kuslukler kisa suruyor :)
Karan buyudukce birlikte aktivite yapmak cok daha eglenceli olmaya basladi, cunku artik daha kompleks aktiviteleri az yardimla kendi basina yapabiliyor ve yaparken ki sohbetlerde inanilmaz keyifli oluyor. Bir onceki haftasonu yaptigimiz kartondan agac ev projesi ve gectigimiz haftasonu bitirdigimiz mukavva kutudan araba projesi sirasinda ikimizde cok eglendik. Arabamiz bittikten sonra ben yemek isleri ile ugrasirken Minigin arabasi gercekmis gibi kendi kendine konusarak oynamasi cok guzeldi. Hatta bir ara benzini bitmis arabasini iterek benzin istasyonuna goturuyordu ki o siraki konusma aynen soyle gecti.
"Karan"cigim ne oldu niye itiyorsun "
"Cunku benzinim bitti ..."
"Anladim nereden alacaksin benzini ?"
( mutfagi kestederek ) " su restoranin arkasindaki benzin istasyonundan ..."
Bunun disinda resim yapmak ve meteryalleri boyayarak kagida yapistirmak sureti ile birseyler tasarlamaktan cok hoslanir oldu. Mesela dergilerden fotograflar kesmek veya dondurma cubuklarini yikadiktan sonra boyayarak kullanmak ya da bahceden birseyler bularak onlari boyamak ve bir kagitlara yapistirmak cok hosuna gidiyor. Ve bazen o kadar yaratici seyler ortaya cikiyor ki uzerine hikaye bile anlatmak mumkun :)
Alaz kizi sorarsaniz, o da buyumekle meskul. Bu gunlerin en yeni seyi Jojo'nin emeklemeye baslama gayreti, artik ellerinin uzerinde dogrularak kendini yerden gogsune kadar kaldirabiliyor.Buna bir de bacaklari eklese gidecek citlembik.
Birde birimizin kucaginda yere basarak ziplamaya basladi ki bu insanda ne el birakiyor, ne de kol :)
Bunun disinda konusmaya calisma cabalari hala devam, hatta bazen oyle hararetli soyleniyor ki sanirsiniz dunyanin en zor isini o yapiyor. Son iki uc gundur yataginda ya da sandelyesinde yalniz kaldiysa, ya da hicbirimizi goremiyorsa " anne " diye bagiriyor. Biliyorum 4 ay konusmaya baslamak icin cok erken ama babasi da ben de ilk duydugumuzda cok sasirdik, ne dediginin cok farkinda oldugunu sanmiyorum , belki abisini ya da bizi taklit ederek cikarttigi bir sestir ama ne zaman aglayacak duruma gelse "anne" diye bagiriyor ::))
19 Ekim 2011 Çarşamba
15 Eylül 2011 Perşembe
5.Yas
Kara kuzum, minigim, ilk goz agrim, seneler nasil da cabuk geciyor, bak bugun tam 5 yasini doldurdun...
Seninle gecen her sene nesenle costum, senin kahkahalarinla yeniden cocuk oldum; enerjin guc verdi, merakin ve inatlarinla ilham buldum senin icin arastirip ogrenmeye. Sanirim, ben seninle buyudum biraz daha.
Bu sene hepimiz icin bircok yenilik ve degisikliklerle dolu bir yili oldu. Yeni bir cevre, yeni bir okul, sonra ailemize katilan yeni bir can...
Kardesine alisma hizin, bizi onunla paylasmaya calismaktaki gayretin, ona " O benim bebegim " diyerek sahiplenmendeki ictenligin, "Annecigim artik biz dort kisi olduk " deyisindeki safligin hep mutluluk ve gurur kaynagi .
Karan'im buyurken buyuttun beni, senin sesinle , guzel yuzunle uyandigim her yeni gun benim icin bir mucize. Dilerim Allahtan guzel yuzun hic solmasin, gozlerinde ki o pirilti hic kaybolmasin, cevrende hep iyi insanlar olsun, basina hep iyi seyler gelsin, dunyan hep iyiliklerle dolu olsun.
Iyi ki varsin bebegim, iyi dogdun. Saglikla, mutlukla, sansla dolu nice yillarin olsun.
Annen.
Labels:
5.Yas
10 Ağustos 2011 Çarşamba
Alaz kizli gunler.
Daha once ki yazimda dogum hikayemiz sonra demistim ya. Kisaca anlatayim. Kisaca diyorum cunku kendisi de zaten kisacik oldu :) 12 Haziran sabahi hafif sancilarla uyandim sonrasinda aksam saat 5'e kadar sancilar hastahaneye gidecek kadar guclu olmadigindan evde bekledik. Sonrasinda sanirim 5.30 filandi hastahanenin evimize 50 dakikalik mesafede oldugunu da dusunerek artik gidelim dedik, Karan'la, annemle ve babamla vedalastiktan sonra dogru hastahane... yapilan ilk muayeneden sonra saat 7 gibi beni dogum odasina yerlestirdiler, hersey cok cabuk gelisti, sancilar birden guclendi ve dayanilmaz olmaya basladi sonrasinda da benim "sanirim bebek geliyor" dememin uzerine hemen doktoru cagirdilar ve Alaz kiz 8.38 de babasinin ve benim saskin bakislarimiz arasinda gogsumde yatiyordu. Karan'in dogumunun 30 saat surdugu dusunulurse sanirim bunda sasirmaya hakkimiz vardi :)
Citlenbik hizla buyuyor, dogum kilosu 3.480 gr idi, ilk kontrollerinde yani ilk ayinda 4.850 gr cikmisti, simdi ayin 22 sinde 2 ay kontrollerinde ne kadar buyudugunu daha net gorecegiz.
Alaz kiz cok sakin, kolay bir dogum sanrasi aramiza katildi, dogumdan hemen sonra babamiz eve gidip Karan'i ve annemleri hastahaneye getirdi. Karan'la Alaz'in karsilasmalarini omrum boyunca unutmayacagim. Karan bebeginin bu kadar kucuk olacagini dusunmemisti sanirim basta dokunmaya bile korktu, sonraki birkac dakikada yavas yavas alisti. Ben Alaz'in ellerini acip" bak annecigim bebegimiz ne kadar kucuk ama cok tatli " falan degince gelip dokundu ellerine. Ama asil isinma biz eve geldikden sonra oldu, simdilerde kucagina alip tasimak bile istiyor, hatta annecigim onun icin biraz daha beklesek filan deyincede , "o benim bebegim senin degil, ben istedigimi yaparim " deyip bize kiziyor. Alaz tarafindan islerin nasil oldugunu cok da anlayamiyoruz ama Karan'in sesini duyunca cok heyecanlandigini gorebiliyoruz.
Citlenbik hizla buyuyor, dogum kilosu 3.480 gr idi, ilk kontrollerinde yani ilk ayinda 4.850 gr cikmisti, simdi ayin 22 sinde 2 ay kontrollerinde ne kadar buyudugunu daha net gorecegiz.
Alaz kizla isler Karan'la oldugu kadar kolay gitmiyor :) Karan cok sakin bir bebekti, cok aglamazdi, aclik disinda tahammul edemedigi pek birsey olazdi ama Alaz kiz uyanik oldugu zamanin cogunu mizirdanarak geciriyor. Neymis efendim onunla muhabbet edecekmisiz. Inanilmaz ama 1. ayindan beri konusmaya calisiyor, habire agular, gugular, babamiz utanmasa konusarak dogacakmis diyor bazen :)
Olsun diyoruz bakalim ,ne yapalim , Citlenbiklede bol bol konusuruz buyurken. Zaten biraz buyusun, konusmaya, baslasin iki kardes konusur bizde biraz dinleniriz babasiyla bakarsin :)
Alaz'in dogumuzdan beri evdeki isler biraz degisti, Karan'la oraya bura gitme islerimiz mecburen azaldi, en azindan Citlenbik biraz palazlanana kadar. Ama Karan babasi ile yine geziyor ve haftasonlari canin sikilmasini onlemek icin sinifindan arkadaslarini evimize davet edip , butun bir gunu birlikte gecirmelerini sagliyoruz ki bu Karan'in cok hosuna gidiyor.
Biz de gelismeler boyle simdilik, iki cocukla yasama uyum saglamaya , dortlu yasami duzene sokmaya calismakla geciyor gunlerimiz. Karan hayatimizin nese kaynagi idi , Alaz'in dogumu ile bu nese ikiye katlandi, eminim citlenbikde dillenince daha keyifli gunler gecirecegiz.
Labels:
Alaz kizli gunler.
24 Haziran 2011 Cuma
24 Mayıs 2011 Salı
Geri sayim
Bilgisayarima giren virus yuzunden uzun suredir fotograflarima ulasamadigimdan ve fotografsiz bir yazi da koymak istemedigimden, bir suredir sessizdik ama sonunda esim bilgisayarima mudahale edince, hemen vakit kaybetmeden yazayim istedim.
Oncelikle yazayim Alaz kizimiz hala aramiza katilmadi. Ama icerideki son gunlerini yasiyor diye biliriz, doguma oldukca az zaman kaldi. Karan hemen hemen hergun kardesi ile konusup onu cagiriyor. "Jojo'cugum hadi gel artik seni cok ozledik." ya da " Jojo abin burada , bekliyoruz hadi gel." cumleleri Karan'dan en sik duyabileceklerinizden ikisi.
On gun once Turkiye'den annemin ve babamin da gelmesi ile de artik sakin sakin beklemeye basladik Jojo'yu. Hayirlisi diyelim, simdilik hersey yolunda vakti gelince Alaz kiz da gelecektir.
Bunun disinda son iki ayi Karan'la birlikde festival, dogum gunleri, muzeler, sergiler filan derken yine dolu dolu gecirdik. Gerci son 20 gundur filan biraz durgunuz ama yeni de oncesinde bircok sey yaptik minikle. Yine kacirmadigimiz bir festival oldu, sanirim floridanin en buyuk festivaliydi. Minik cok eylendi, gerci benim icin biraz yorucu oldu ama Karan'i mutlu gorunce daha iyi hissettim :) Minik bir cok yarisa ve aktiviteye katildi, odul olarak kolyeler, yapistirmalar aldi, gunun sonunda pek bir gururluydu. Hala bazi gunler okula giderken kolyelerini takip gidiyor :)
Sonra Nisan ayinda Easter ( Paskalya) kutlandi buralarda, bizde aktivite icin firsat bildik durumu ve malzeme fazlaliginda yumurta boyayip, dekore ettik. Karan'in hatta babasinin bile cok hosuna gitti yumurta boyama isi. Bu sene bulabildigim boyalar daha pastel renkli ve kolay kuruyan cinsdendi. Onun icin tam istedigimiz seyleri yapabildik.
O gun oyun parklarina gelen sisme kaleler, pamuk helva makineleri ve bir cok aktivite miniklerin ayaklarini yerden kesmeye yetti. Karan hic bir aktivite masasini atlamadan hepsini tek tek dolasti ve hakkini verdi. En sonunda da suratina cizdirdigi dinazorlada gunu kapatti :)
Oncelikle yazayim Alaz kizimiz hala aramiza katilmadi. Ama icerideki son gunlerini yasiyor diye biliriz, doguma oldukca az zaman kaldi. Karan hemen hemen hergun kardesi ile konusup onu cagiriyor. "Jojo'cugum hadi gel artik seni cok ozledik." ya da " Jojo abin burada , bekliyoruz hadi gel." cumleleri Karan'dan en sik duyabileceklerinizden ikisi.
On gun once Turkiye'den annemin ve babamin da gelmesi ile de artik sakin sakin beklemeye basladik Jojo'yu. Hayirlisi diyelim, simdilik hersey yolunda vakti gelince Alaz kiz da gelecektir.
Bunun disinda son iki ayi Karan'la birlikde festival, dogum gunleri, muzeler, sergiler filan derken yine dolu dolu gecirdik. Gerci son 20 gundur filan biraz durgunuz ama yeni de oncesinde bircok sey yaptik minikle. Yine kacirmadigimiz bir festival oldu, sanirim floridanin en buyuk festivaliydi. Minik cok eylendi, gerci benim icin biraz yorucu oldu ama Karan'i mutlu gorunce daha iyi hissettim :) Minik bir cok yarisa ve aktiviteye katildi, odul olarak kolyeler, yapistirmalar aldi, gunun sonunda pek bir gururluydu. Hala bazi gunler okula giderken kolyelerini takip gidiyor :)
Sonra Nisan ayinda Easter ( Paskalya) kutlandi buralarda, bizde aktivite icin firsat bildik durumu ve malzeme fazlaliginda yumurta boyayip, dekore ettik. Karan'in hatta babasinin bile cok hosuna gitti yumurta boyama isi. Bu sene bulabildigim boyalar daha pastel renkli ve kolay kuruyan cinsdendi. Onun icin tam istedigimiz seyleri yapabildik.
Bunun disinda da bir cok aktivite yaptik minikle bahceden topladigimiz tahta parcalarini birbirine yapistirarak hayvan ve insan figurleri yapip boyadik. Sonra bahcede baharda doga uyanirken tohumlanan bitkilerden buyutec yardimiyla tohum topladik.
Yine bahcede acik havada etrafimizda gorduklerimizi resmeye calistik.
Ayrica uc hafta kadar once Karan'larin okulunda da bahar festivali oldu, aslinda festival bir hafta boyunca surdu diye biliriz cunku pazartesi gununden itibaren hergun yeni bir etkinlik yaptilar mesela Pazartesi gunu cilgin corap gunu, Sali pijama gunu, Carsamba spor gunu, Persembe cilgin sac gunu ve en son cuma gunu de bahar festivali oldu .
O gun oyun parklarina gelen sisme kaleler, pamuk helva makineleri ve bir cok aktivite miniklerin ayaklarini yerden kesmeye yetti. Karan hic bir aktivite masasini atlamadan hepsini tek tek dolasti ve hakkini verdi. En sonunda da suratina cizdirdigi dinazorlada gunu kapatti :)
Gunler guzel geciyor yani, esiminde yogun gecen son bir iki ayinin uzerine su gunleri yeni bebekten onceki son sakin gunler olarak degerlendirmek cabasindayiz. Havalarinda guzelligini de firsat bilerek deniz kiyisi ya da park kacamaklari yapmaya calisiyoruz bol bol.
Hepimiz buyuk bir heyecanla Alaz kizi bekliyoruz. Doktorumuzun belirledigi dogum tarihi 8 Haziran ama bana kalirsa bugun yarin katilacak citlenbik bize :)
Bakalim hayirlisi :)
Labels:
Geri sayim
25 Mart 2011 Cuma
Yaz gunleri
Havalar guzellestikce festivaller, dogum gunu kutlamalari derken Karan'la birlikte yapabilecegimiz seylerde artti. Sanirim iki hafta sonu once idi, Tampa'nin geleneksel 75. sanat festivaline katildik minikle birlikte.
Sonra Karan keyifli bahce gunlerine geri donmeye karar verdi, son birkac haftadir, bahceye kurdugumuz gunesligin altinda keyifle oynuyor, gerci gecen hafta bahcedeki ciceklerimizi ziyarete gelen arilardan biraz huzursuz olsada, sonunda arilarin bir zarari olmayacagi konusunda onu ikna ettik.
Super bir gun gecirdik, asagi yukari 300 sanatcinin eserlerini sergiledigi cok buyuk bir organizasyondu. Ressamlar, heykeltraslar, fotograf sanatcilari, taki sanatcilari, ahsap sanatcilari ve daha aklima gelmeyen bircogu, yaptiklari islerin basinda heyecanla paylasmaya hazir ilgilenenlerle sohbet ediyor ve yeni fikirler tartisiyorlardi. Karan kendinden beklenmeyecek derecede ilgilendi standlarla. Ozellikle bir iki stad vardi ki, ben hadi gidip birseyler yemek icin ara verelim dememe ragmen inatla " annecim once suna da bir bakalim " deyip beni surukledi. Ozelliklle ilgilendigi stadlar, metal objelerden olusturulmus ilginc ve bir cogu hareketli heykeller, minyaturler ve fotograflardi.
Yemegimizi yiyip biraz dinlendikten sonra festival alaninda cocuklar icin ayrilmis bolume gittik. Orada da cocuklarin ilgisini cekebilecek bircok aktivite duzenlenmisti, mesela bir tanesi kendi cizdikleri bir karakteri 3 boyutlu hale getirmekti. O kadar kolay ve keyifli bir aktivite idi ki, insan kendine bunu neden daha once dusunmedim ki diyor. Once cocuktan ikiye katlanmis buyucek bir kagidin uzerine sevdigi bir karakteri cizmesi ve boyamasi isteniyor . Sonra cizdigi karakter iki katli olan kagittan keserek cikartiliyor, bir ucu bos birakilarak etrafindan zimbalanarak bir yuzunde cizili karakterin oldugu ici bos bir kese kagidi gibi oluyor. Sonra bos olan uctan ici burusturulmus kagitlarla doldurulup o ucuda zimba ile kapatiliyor. Sonucta elinizde kagittan, bir bebek oluyor. Karan yaparken cok keyif aldi. Hatta hala odasinda zaman zaman oynuyor canavariyla ( bana cok sevimli bir ayiyi andirsa da, minik inatla onun canavar oldugunu soyluyor. )
Ben hic bu kadar uzun kalacagimizi dusunmesemde aksama kadar kaldik orada, Karan doya doya vakit gecirdi, hatta yeni arkadaslar edinip minik oyunlar bile organize etti. Gunun sonunda buyuk birer dondurma esliginde kapanis icin dusunulmus Jazz konserinide, dinleyip evimize donduk. Karan o kadar yorulmustu ki eve kadar dayanamayip arabada uykuya dalmisti bile :)
Gecen haftasonu disariya cikti sonra bakti miskinlik yapamak icin cok uygun bir hava, iceriden dergilerini, kitaplarini toplayip pazar keyfi yapti minigim. Babasiyla Karan'in bu haline cok gulduk.
Bu aralarda bir iki tane de dogum gunu partisine katildik ki Karan hepsinde cok eglendi, sinif arkadaslari ile okulun disinda ve ailesi ile birlikte olmak sanirim degisik geldi kucumenime . Ozellille sonuncu sinif arkadasi Sydney'in evlerinin arka bahcelerinde guzel, sicak bir partiydi. Bir de cocuklar icin dev sisme bir kale koymuslardi ki, butun cocuklar terden siril siklam olana kadar icinde ziplayip durdular. Onlar gunluk enerjilerini atarken anne ve babalar olarak bizde sohbet edip guzel bir gun gecirdik.
Yaz iyice bastirdi bizim buralarda, bakalim simdilerde deniz kiyisina gitmek icin babamizin islerinin biraz hafiflemesini bekliyoruz. Baharda kesvettigimiz guzel koylar bulmustuk, evimize yarim saat mesafede Tarpon Spring denilen bir yer vardi mesela , kucuk bir Yunan kasabasi diyebilirim. Cikip carsisinda dolasmak bile insani bir anliginada olsa, Ege'de bir tatil kasabasinda yuruyormus hissi veriyordu, Akdeniz insaninin farkliligini hemen hissediyorsun. Iste oradaki kiyiya bayilmistik. Bakalim, esimin musait oldugu ilk haftasonu plan bu, biraz deniz, biraz miskinlik ve aksam ustu guzel bir Yunan restoraninda guzel bir Akdeniz menusu :)
Jojo'da bu keyifli gunlere katilmak icin yavas yavas buyuyor. Bu hafta sonu 30. haftamizi bitiriyoruz. Sadece 10 hafta kaldigi kizimin dogumuna :) Karan her gecen gun daha heycanli gorunuyor kardesi konusunda. Hatta gecen gun Alaz icin aldigimiz yeni tulumlardan birini kucagina yatirmis "annecim ben bebegimi boyle mi tasiyacagim?" diye soruyordu. O hali o kadar hosuma gitti ki anlatilmaz. Kucumenin yeni plani kardesi ile ayni odayi paylasmak. Bir tane ranza begendi bile. Bebegim asagida yatar bende yukarida yatarim diye hayal kuruyor minigim.
Gecen gun babasi ile Karan'a hem hayret ettik, hem de cok gulduk. Alaz'in dogumunun yaklasmasi ile Karan'i bu konuda biraz daha heyecanlandirmak ve eve yeni bir bebegin gelisi ile degisecek bazi seylere onu hazirlamak icin bebek ve eve getirisimiz hakkinda cok sik konusuyoruz. Esimle daha onceden konustugumuz uzere Karan'a, Alaz gelirken sana ne hediye getirsin Karan'cigim, ondan ne istersin diye sordum. Karan hem biraz saskin , hemde hayretle yuzume bakti ve " Jojo senin karnindan gelmiyor mu? Orada oyuncagi nereden bulacak ki " deyiverdi. Ne diyecegimi sasirdim , sonra dusundum, sanirim Karan'a herseyi bir yetiskin gibi anlatmanin sonucu bu dedim. Oglum resmen " bana cocuk muamelesi yapmayin, ben herseyin farkindayim "demek ister gibiydi :) Gurur duydum onunla.
Labels:
Yaz gunleri.
23 Şubat 2011 Çarşamba
Golge oyunu
Gectigimiz iki hafta bizim icin biraz ozlemli ama bir o kadar da dolu gecti. Esim 12 gunlugune, bir is icin acilen Turkiye'ye gitmek zorunda kalinca, minikle ben basbasa kaldik. Karan babasini cok ozledi, ozellikle de babasi ile yaptiklari rutinlerin vakti geldiginde, daha bir hissetti yoklugunu. Hal boyle olunca da evde gecirdigimiz vakti daha bir doldurmak ve eglenceli hala getirmek gerekti.
Karan bebekken golgelerle oynamayi cok severdi, sanirim 10-11 aylik kadardi, yuruteci ile camdan giren gunes isiginin altina girer sonra da duvara yuvan golgesi ile hoplaya zoplaya dakikalarca oynardi. Gecen hafta bir sabah yeniden kesfetti eski oyununu, bana acele ile masasini duvarin yanina cektirdi ve oyuncak dinazorlarini cikartip kurdu golge sehrini. Ertesi sabah da ayni noktada turlu maskaralikla kendi golgesi ile oynadi :)
Sonra gectigimiz bu iki hafta bahce de bolca vakit gecirdik mesela, cimleri suladik, otlari temizledik, birlikte aldigimiz ciceklerimizi diktik. Simdilerde minik merakla ciceklerin cikacagi gunu bekliyor. Umarim hepsi cikar da Karan hayal kirikligina ugramaz, cunku pek bir ugrasti kuzucum.
Sonra polimer kil ile oldukca vakit gecirdik. Bu da ayni oyun hamuru gibi ( gerci biraz daha sert sayilir) ama birseyler yaptikdan sonra firinlanirsa yaptiklarimiz evladiyelik oluyor. Karan kucuk hayvanlar yapmak istedi, biraz da benim yardimimla ugur bocegi, kokarca, tavsan, sincap ve illaki yilan yaptik birlikte. Bu kil isinde Karan'in en cok hosuna giden sey, kucuk aletleri kullanarak, hayvanlara goz, agiz gibi detaylari yapmak. Mesela bu aktivitenin sonuda Karan hizini alamadi ve kocaman bir kil pizza yapip uzerine aletlerle sogan, domates, biber gibi bir suru malzeme cizip "Bu seninle JoJo icin annecigim. " deyip bana servis yapti :)
Daha onceki yazilarimda vardir, bir sene kadar once Karan'la basladigimiz bir aktivite vardi. Bir tepsiye dokulmus tuz uzerine goemetrik sekillerden olusturulmus cesitli imaj kartlarina bakarak sekiller ciziyorduk. Imajlar oldukca basitti, hayal gucunu tetikleyebilecek cinsten. Mesela buyuk bir ucgen ile bir dikdortgenden olusturulmus yelkenli tekne gibi. Karan tuzla oynamayi cok sevmisti o zaman. Gecen hafta yine aklima geldi bakalim tekrar neler yapabiliriz diye. Minik tuzu alinca basladi rakamlari yazmaya, yazilip silinmesi kolay oldugu icin yine cok hosuna gitti oynamak. Gerci biraz yazip cizdikten sonra tuzun uzerine, baktim elinde iki tane buyuk tekerlekli araba, dalmis tuzun icerisine... Ne yapalim cok eglendi diye sesimi cikartmadim, oyun bitince beraberce supurduk yerleri :)
Bunlarin disinda haftasonu bir iki aksam film gecesi yaptik minigimle, koca bir tabak patlamis misir esliginde Karan'in en sevdigi filmleri seyrettik yeniden. Birlikte alis-veris yaptik JoJo'muz icin. Karan cok guzel seyler begendi kardesine. Sonra bir iki aksam okul sonrasi icerisinde oyun parki da olan, birseyler yiyebilecegimiz yerlere gittik, evde babamizin yoklugunu hissetmeyelim diye. Derken zaten 12 gun dedigin nedir ki, gectigimiz Pazar aksami gittik aldik babamizi hava alanindan. Esim kapidan ciktiginda Karan'in bir kosturusu var ki gorulmeye degerdi. Sonra gece 12'ye kadar uyutamadik kucumeni, heyecanla sanki aylar gecmis gibi anlatti da anlatti babasina, o yokken aldigi, yaptigi herseyi tek tek gosterdi. Sonunda zor ikna ettik uyku vaktinin gectigine de uyudu. Simdi hersey normale dondu, sabahlari yine babasi ile dusuyorlar okul yollarina, ben de evde aksami zor ediyorum onun gulusunun evi yeniden doldurmasi icin.
Buralara bahar geldi, hava cok guzellesti, doga yeniden uyandi, bebisimiz 25 haftalik oldu, bize katilmasina sadece15 hafta kaldi. Hepimiz heyecanla bekliyoruz Alaz'i . Karan kardesinin adinin Alaz olmasina karar verdi bu arada. Ona sundugumuz bir kac isim alternatifinin icerisinden encok bunu begendi. Ikisi de isimleri ile uzun saglikli ve mutlu bir hayat gecirirler umarim.
Labels:
Golge oyunu
1 Şubat 2011 Salı
Hastaydik...
Son iki haftadir arka arkaya hastalikla ugrastik durduk. Onun icin bebek haberimiz icin tebrik ve iyi dileklerinize cevap bile yazmadim, biraz gec de olsa bizi takip edip sevincimize ortak olan herkese cok cok tesekkur ediyorum.
Aslinda hastalik dediysem oyle cok ciddi bir problem degil aksirik, tiksirik yani bildigimiz grip iste ama iyilesmek biraz zaman aldi... Once bizim kucumen okulundan aldigi virusleri agirladi minicik bedeninde, sonrasinda geniz akintisi sinus enfeksiyonuna sebep olunca biraz antibiyotik ve istirahat ile topladik Karani. Minigim iyilesti ama, hemen arkasina ziyaretlerini bende surduren virusler son on gundur zorluyorlar beni. Hamilelik nedeni ile ilac kullanamamak kotu oldu. Neyse ama en son Pazar gununden beri oldukca iyiyim. Oksuruk ve burun akintisindan neredeyse kurtuldum, yorgunlugunuda bugun yarin atarim.
Aslinda hastalik dediysem oyle cok ciddi bir problem degil aksirik, tiksirik yani bildigimiz grip iste ama iyilesmek biraz zaman aldi... Once bizim kucumen okulundan aldigi virusleri agirladi minicik bedeninde, sonrasinda geniz akintisi sinus enfeksiyonuna sebep olunca biraz antibiyotik ve istirahat ile topladik Karani. Minigim iyilesti ama, hemen arkasina ziyaretlerini bende surduren virusler son on gundur zorluyorlar beni. Hamilelik nedeni ile ilac kullanamamak kotu oldu. Neyse ama en son Pazar gununden beri oldukca iyiyim. Oksuruk ve burun akintisindan neredeyse kurtuldum, yorgunlugunuda bugun yarin atarim.
Hastalik filan derken bu ara Minikle pek fazla birsey yapamadik aslinda, dedigim gibi gectigimiz hafta sonu kendimi biraz daha iyi hissedince Cumartesi gunu bahce keyfi yaptik Karan'la. Sansimiza hava da cok guzeldi. Cimlerimizi suladik, kapimizin onunu yikadik, biraz hortumla oynayip kendimizi islattik, sonrasinda Karan hizini alamayip oyununa iceride kuveti doldurup butun oyuncaklarini icine doldurarak devam etti. Oyle yoruldu ki sonrasinda yaklasik 3 saat oglen uykusu yapti , boylelikle hem kendi cok iyi dinlendi, hem de bana dinlenmek icin zaman verdi oglum.
Pazar gunu icin onceden planlarimiz vardi. Karan ne zamandir daha once gordugu " bug catcher " yani, cocuklarin zararsiz ates bocegi, ugur bocegi, karinca vs gibi kucuk bocekleri hem kendilerine, hem de boceklere zarar vermeden yakalayip buyutec altinda bakip ve sonra da serbest birakabilecekleri basit bir oyuncak istiyordu. Biz de bunu haftasonu konusu yapik. Bir kac gun once su daha once bahsettigim uyesi oldugumuz cocuk muzesinden ( Mosi ) bir mail gelmisti, yakin zamanda muzede bocekler ile ilgili bir sergi olacagini haber veriyordu. Hemen onun zamanina baktik ama sergi tarihi 19 Subat'mis. Boyle olunca sergi icin beklemek gerektigini Minige anlattim, ama eger isterse sergi icin bizim de hazirlik yapabilecegimizi, muzeye gidip orada biraz dolasip sonrada muzenin alis veris merkezinden "bug catcher" alabilecegimizi soyledim. Karan hemen kabul etti teklifi, biz de dustuk yollara, once muzede biraz gezdik, sonra kafeteryada bir guzel karnimizi doyurduk, arkasinda da yeni oyuncagimizi almaya gittik ama malesef ellerinde hic kalmamis, bir iki hafta icerisinde yenisi gelir deyince Minigim biraz uzuldu. Biz de hemen kucuk bir arastirma ile oyuncagi bulabilecegimiz baska bir yer tespit ettik ve bu hayal kirikligini fazla uzatmadan hemen gidip baska bir yerden aldik yeni oyuncagimizi. Yaninda bir de cocuklar icin durbun aldik :) Eve donerken Karan boynunda durbunu, elinde yeni oyuncagi oylece uyuya kaldi. Ayni gece yatmadan once elinde bu, geceni 9'un da arka bahcede yakalayip bakacak bocek ariyordu :) Sanirim bu yaz bortu bocegin Karan'dan cekecegi var , hadi hayirlisi.
Hayat Karan'la o kadar hizli akip geciyor ki, bazen haftaya basliyoruz ve bakiyorum yine haftasonu gelmis, durum boyle olunca hamilelik cok cabuk ilerliyor. Nasil oldugunu anlamadan 22. haftaya geldik bile , kaldi 18 hafta :) Bu aralarin bebek ile ilgili gundemi isim, aslinda Karan'a sorarsaniz bebegimizin adi JoJo... Neyse ki sonunda Citlembigin gercek bir isme ihtiyaci oldugu konusunda Minigi de ikna ettik, simdilerde isim ariyoruz. Birkac adayimiz var, sanirim yakinda bir karara variriz artik...
Bizden haberler kisaca boyle, keyfimiz de, sagligimiz da yerinde yani. Karan'la hizli gunlere devam edip yeni bebegimiz icin gun sayiyoruz. Az kaldi az...
Labels:
Hastaydik...
11 Ocak 2011 Salı
Kaldigim Yerden
Uzun zaman oldu yazamayali fakat oyle buyuk degisiklikler ve yenilikler gecti ki hayatimizdan hizina ulasamadim iste...
Yandaki resim okulun ilk gunune ait, baslarda cok cekingendi minigim ama simdi cok guzel kaynasti arkadaslarina.
Neyse bu sefer en azindan yaz basina kadar haftada bir yazi ile arayi kapatmaya calisacagim, neden yaz basina kadar oldugunun aciklamasi bilahare yapilacak :)
Oncelikle kaldigimiz yerden yani gectigimiz yazdan baslayayim. Gectigimiz sene okul yilinin sonunda esimin is durumundaki degisiklik kesinlestikten ve bizim hayata Tampa, Fl 'da devam edecegimiz belli olduktan sonra herseyi burakip, 2010, 4 Mayis 'da uzun bir tatil icin Turkiye'ye dogru yola ciktik. Sonrasinda birazi da bizim elimizde olmamakla beraber, 3,5 aylik bir tatilin ardindan 24 Agustos tarihinde tasinmak ve kaldigimiz yerden devam etmek uzere donduk. Turkiye bulundugumuz zaman dolu dolu ve keyifli gecti, Karan tum sevdiklerine doydu, Tukcesini cok ama cok ilerletti, hatta donus yolumuzda artik hic ingilizce konusmayacagini iddia ediyordu :) Bu gidisimizde yasi daha buyuk oldugu icin sanirim bu sene yaptiklari, hafizasindaki unutulmayacaklar rafinda yerini almistir.
Tatil donusu hayal bile edemeyecegimiz kadar yogun gecti. 24 Agustos'da Gainesville'e vardik sonraki hafta esya toplama ve Tampa'ya ev aramak icin gelis-gidis ile gecti. Sonra 3 Eylul itibari ile hem evi tasimis, hemde bizim minigin okulunu bulmustuk. Bizce sehirler arasi bir tasinmda kendi capimizda rekor kirdik.
Anlattigim gibi Tampa hayati cok yogun basladi, hepimiz icin yeni bir adaptasyon donemi gecirdik. Karan baslarda eski okulunu, daha dogrusu arkadaslarini cok aradi. Hala bile eski resimlerine baktikca "annecigim ben Violet'i ve Jakson'i cok ozledim " diyor. Ama hayat iste, minigimde alisiyor hayatin bazi mecburuyetlerine ...
Bunun yaninda yeni okulu konusunda cok sansliyiz, Karan burayi da cok sevdi, hatta bazi gunler aksam almaya gittigimizde " neden erken geldiniz, ben oynuyordum ." deyip bizi sasirtiyor . Ogretmenlerine ve arkadaslarina tahminimizden cabuk alisti.
Yandaki resim okulun ilk gunune ait, baslarda cok cekingendi minigim ama simdi cok guzel kaynasti arkadaslarina.
Okul konusunda bir baska degisiklikte artik tam gun gidiyor olmasi, daha once 8.30- 12.30 arasinda okulluyduk, ama buraya tasindiktan sonra birazda mecburiyette diyelim 9.00-5.15 arasinda okulda. Karan'in okulu ile esimin bolumu yuruyus mesafesinde, durum boyle olunca sabahtan babasi ile gidip aksamlarida babasi ile donuyor.
Bu sefer ev ararken Karan icin oynuyabilecegi bir bahcesi olsun cok istedik ve biraz da sans yardimiyla tam da istedigimiz gibi bir ev bulduk. Havalar guzelken ve ozellikle yaz icin aldigimiz kucuk havuzumuzu kaldirmadan once Karan'i iceriye sokmakta zorlandik neredeyse :) Simdilerde hava daha serin oldugundan disarida suyla oynayamiyor, durum boyle oluncada oyun icin daha cok evin icini tercih ediyor ama umutluyum, yazin daha cok kullanacagiz bahceyi .
Bu arada zaman buldukca hala aktivite yapmaya
calisiyoruz minigimle ama okulu tum gun oldugundan beri daha zor olmaya basladi. Aksamlari geldiginde de genellikle cok yorgun oluyor, onun icin zaman zaman haftasonlari yapmaya calisiyoruz birseyler.
calisiyoruz minigimle ama okulu tum gun oldugundan beri daha zor olmaya basladi. Aksamlari geldiginde de genellikle cok yorgun oluyor, onun icin zaman zaman haftasonlari yapmaya calisiyoruz birseyler.
Mesela yanda ki bir kaba siktigimiz babasinin tras kremi ile yapmaya planladigimiz aktivitenin sonu :)
Bunun disinda Tampa cok buyuk bir sehir, aslinda bu da buraya tasinmamizdaki onemli sebeplerden biri bu. Karan ile yapilabilecegimiz cok sey var burada . Cocuk muzeleri, aktivite merkezleri, hayvanat bahceleri, ailecek yapabilecegimiz bir cok sey yani... Tum bunlari yavas yavas kesvetmeye basladik bile .Geldikten sonra yaptigimiz ilk sey MOSI'ye (Museum of science and industry) senelik uyelik almak oldu . Burasi cok genis bir yas yelpazesine hitap eden, daha cok cocuklar icin tasarlanmis bir muze. Ozellikle bazi bolumleri bizim Karan'la yaptigimiz gibi deneyerek ogrenmeye yonelik bir cok aktivite ile dolu. Mesela gectigimiz bir kac ay (Agustos-Eylul ) Florida icin kasirga sezonu idi. Bu donemde Mosi'de ozel bir sergi acildi, bu bolumde kasirga nasil olusur, nasil zarar verir, korunmak icin neler yapilabilir gibi temel sorularin cevaplarinin yer aldigi canlandirmalar oldu. Karan'in cok ilgisini cekti. Hatta ard arda 3-4 kere gittik ayni sergiye :)
Bir de bizim minigin yeni ilgi alani trenler. Burada sansimiza evimizin cok yakininda, icerisinde kucuk olcek trenlerin oldugu, hatta her ayin ikinci cumartesi gunu bu trenlerle dolasabilecegin bir park bulduk.
Gectigimiz hafta sonu oradaydik, Karan'in keyfine diyecek yoktu, tum haftasonu tren muhabbeti ile gecti, hatta eve gelincede babasi ile tren setlerini kurup oynadi durdu.
Tum bunlarin disinda bence en buyuk yenilik, Eylul ayinin sonuna dogru ailemizin 4 kisi olacagini ogrenmemizdi. Karan'in habere ne kadar sevindigini soylememe gerek yok sanirim, Kasim ayi ortalarinda konuya o kadar cok isinmisti ki cinsiyetini bile bilmeden kardesinin adini Miss JoJo koydu :) Dun ogrendigimize gore bebegimiz kizmis. Yani Karan'in on sezisi dogru cikti. Kismetse Miss JoJo Haziran basinda dunyaya gelecek.
Simdilerde hamileligin 19 haftasini geride biraktik, yarisi yani. Allaha sukur hem iceride, hem de disarida hersey yolunda.
Karan hayatimi tamamen degistirip beni ilk defa anne yapmisti bu hayatimda bana verildigini dusundugum en buyuk ayricalikti , simdi kizimin dogumu ile de sanirim tamamlanacagim.
Iste kucuk citlenbigimizle tanisin ; Miss JoJo
Labels:
Kaldigim Yerden
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)