29 Mayıs 2008 Perşembe

Minik ve topu

Son gunlerin en degisik haberi yeni katildigim Montessori grubu, grupda bebekleri icin en iyiyi bulmaya calisan bir cok ilgili anne var , surekli bir fikir alis-verisi soz konusu. Kisaca bahsetmek gerekirse Mary Montessori 1870' de Italya'da dogmus ozellikle 0-6 yas grubundaki cocuklarin egitimi konusunda bu gune kadar gelmis calismalari olan tarihdeki basarili bayanlardan birisi. Montessori'nin temel inanci her cocugu bir birey gibi gorup cevresindeki dunyayi deneyimleyerek ogrenmesi icin gerekli zemini hazirlamak. Grupta paylasilan bir cok fikrin yani sira, iki haftada bir belirlenen bir baslik konusunda herkes cocugu ile bir aktivite yapiyor ve bunu site de digerleri ile paylasiyor, boylelikle herkesin digerinin yaptigi aktiviteyi deneye bilme sansi oluyor.
Ben de uye olur olmaz bir ucundan ise baslamaya karar verdim ve Karan ile birlikde spor aktivitesine soyunduk.



Ilk is olarak zaten bir kac gun once almis oldugumuz portatif basket potasini, evin en makul yeri olan balkon kapimiza kucuk vakumlar yardimiyla yerlestirdik. Ben bu isle ugrasirken Karan elinde topu sabirsizlikla bekliyordu, hatta topunu henuz yerlestirmemis oldugum potanin altindan uzerine dogru mu, yoksa ustunden altina dogrumu gecirmesi gerektigine anlamaya calisiyordu.



Sonra monte islemi bitipte is oynamaya gelince minik biraz temkinli davrandi, sanirim biraz once oynadigi fileyi yatay olarak asacagimi hic beklemiyordu.



Once parmagi agzinda uyusuk uyusuk


" Fazla da ilgilenmiyorum ama, denemekden birsey cikmaz. " der gibi dolasti etrafda ,bir iki basket denemesi oldu, yavas yavas isindi sanirim.




Bakti topla yaptigi is cok keyifli o da tadini cikartti. Topla oynamasi bittiginde oyle terlemisti ki anlatamam :)
Ilk aktivitemiz cok cok keyifli gecti, bir sonrakini minigimle dort gozle bekliyor olacagiz...

14 Mayıs 2008 Çarşamba

Cilekler ve ilk arkadasim

Karan'in dogumundan cok onceleri buralarda bir vesile ile buldugum bir cilek tarlasi vardi, mevsimi gelince arkadaslari da alir giderdik taze cilek toplamaya ve dalinda yemenin keyfini cikartmaya. Bu sene cileklere oglumla gittik, minikle yasadigimiz en guzel gunlerden birisiydi. Ikimizde inanilmaz eglendik.











Gainesville'in 7 mil disinda gercekten cok buyuk bir tarla bu gittigimiz yer, orada bahce sahiplerinin kendilerinin topladigi kasalarda cilekler de var alicisini bekleyen ama eger istersen kovani kapip kendinde toplaya biliyorsun cileklerini, biz de aynen oyle yaptik.






Karan goz alabildine cilekleri gorunce ciglik cigliga daldi bahceye, sonra bir bana bakti bir de cileklere ve hemen basladi toplamaya, kovasinda dort bes tane birikir birikmez oldugu yere cokup yiye yiye siranin sonuna kadar geldik, isimiz bitip de bahceden cikarken Karan'in yuzu cilek artiklari icerisindeydi :)


















topladigimiz cileklerinin parasini odemek uzere tezgaha giderken buyuk bir gururla tasiyordu oglum elindeki sepeti, yuzunde bakin ben ne topladim gibi bir ifade ile...







Universite icerisinde yasadigimiz lojmanlardan bir sure once tasindigimizdan burada bahsetmistim, simdi yasadigimiz site oraya fazla uzak degil ve burada cocuk oyun alani olmadigindan, her disariya ciktigimizda Minikle birlikte ya eski oturdugumuz siteye gidiyoruz, ya da yakindaki halka acik parklara.




Karan uykudan uyanip da hadi bakalim yemegimizi yiyelim sonra parka gidecegiz deyince agzindan cikan ilk kelime kesinlikle"Sila" oluyor. Sila oglumun ilk arkadasi eski evimizdeki komsu kizimiz:)) Annesi ile cok iyi arkadas oldugumuzdan onlarda birlikte buyuduler, tasinmadan once gun gecmezdi ki Sila ile Karan bir birini gormesin, ama o zamanlar ikisi de kucuk olduklarindan cok anlamiyorlardi simdileri birlikde oynamayi kesfettikleri icin ozellikle bizim minik cok heycanlaniyor Sila deyince. Sila Karandan 6 ay daha buyuk oldugu icin o daha agir basli tabi ,ama bizim ki cok komik, Sila diye yerlere yatiyor, hatta babasini okula birakmak icin kampusun icerisine girer girmez bagirmaya basliyor Sila, Sila diye. Bazen oyuncaklar icin anlasmazliklar cikmiyor degil ama bir sekil hallediyorlar aralarinda...



Karan'in yon duygusu kesinlikle bana benzememis, daha parmak kadar ama yolun hangi yonunden gidiyor olursak olalim onun sevdigi mekanlarin yanindan gecerken eger iceriye girmediysek kiyametler kopuyor. Tipki babasini birakma icin okula giderken Sila'larin evinin onunde agladigi gibi birde supermarketimiz var, aksamlari babamizi aldikdan sonra evde eksigimiz varsa donus yolunda ugradigimiz. Minik orayi cok seviyor cunku cocuklu insanlar alis-veris yaparken kullansinlar diye konulmus onunde oyuncak araba olan alis veris arabalari var. Bunlardan genellikle her markette oluyor ama belirli sayida oluyorlar, eger biz markete geldigimizde araba bossa ne ala, ama bir de hepsi kullanilir durumdaysa o zaman babasi bir tarafdan,ben bir tarafdan,aramaya basliyoruz nerede olabilirler diye, durum bizde strese yol acmaya basladi diye bilirim, markete giderken insallah arabalar musaittir diye dua ediyoruz ::))
Aslinda Karan'in mekanlari anlatmakla bitmez, evin onundeki Havuzun kapisi, sehrin buyuk alis-veris merkezi, bu alis-veris merkezinin icindeki para atilinca hareket eden oyuncaklarin bulundugu bolge, yine oradaki yiyecek dukkanlarinin oldugu koridor, babasinin bolumunun arkasindaki bahce... saymakla bitmez dedim ya. Artik araba ile bir yerden bir yere giderken Karan'in ani aglamalarina cok alistik. Gittigi yerleri asla unutmuyor ve tekrar gordugunde gidelim diye basliyor aglamaya ...