19 Ekim 2008 Pazar

Sonbahar


Minikle bu haftaki aktivite konumuz sonbahardi.
Ne tip birsey yapabiliriz diye cok dusundum, en sonunda Karan'in odasinin bir kosesini sonbahar kosesi haline getirmeye karar verdim. Tum malzemelerimi ayarlayip ciktik minigin odasina. Karan onca malzemeyi gorunce cok heyecanlandi. Henuz makasi istedigi kadar duzgun kullanabilecek yasta olmadigi icin isin cogunu ben yaptim, Karan da beni seyretti. Yaparken bir tarafdan da konustuk sonbaharda neler olur diye. Sanirim aklinda konusmanin bazi parcalari kalmis olacak ki simdi " agaclarin yapraklari neden dokuluyor. " Karan'cim diye sorunca "yagmur yagiyor" diyor :) isimiz bittiginde minigin odasinin bir kosesinde yagmurlu bir bulut, yapraklari dokulen bir agac ve agacin dibinde yuruyus yapan Karan'in en sevdigi cizgi film kahramanlari var. Herseyi bitirip ortalikdaki kagitlari toparladikdan sonra epey oynadik yeni kosede, Karan bulutun altina gecti, ben de " kos kos kos yagmur yagiyor, islanacaksin " diye bagirdikca minikde kosarak kacti :) cok eylendik Karan'la birlikte...















Yine daha onceki haftalarda bir Turkiye tatilindeyken yapamadigimiz aktivite konularindan biri olan evcil ev hayvanlari ile ilgili olarak da, buradaki en iyi arkadaslarimizdan biri olan Zeynep ve kopegi Cupcake'le bir araya gelip oynadik. Cupcake 4,5 aylik bir yavru kopek ve Karan'in Sila'dan sonra en iyi aykadasi. Bir araya her geldigimizde ikisi bir olup turlu yaramazliklar yapiyorlar. Karan'in onunla nasil uzun uzun vakit gecirdigine bazen sasiriyorum. Eline alip minciklamayi istemek yerine ( cunku bu yas cocuklari genellikle oyle yapiyorlar ) Cupcake'in en sevdigi oyuncaklarindan birini elini alip, ondan kaciyor, Cupcake'de sanki Karan'in ona oyun yaptigini anlamis gibi oyle arkasindan kosup, oyuncagini minikden almaya calisiyor. Tabi durum boyle olunca da ortalik cocuk cigliklari ve havlama sesleri ile doluyor :)










Ben kendim hayvanlari cok severim, Karan'da hayvanlari


sevsin, onlardan korkmasin istiyorum, bunun icin hayvanlar


konusunda her firsatta birseyler yapmaya calisiyorum. Mesela evimize yakin evcil hayvanlar ve bakim malzemeleri satan buyuk bir magaza var. Orasi bizim rutin ugrak yerlerimizden bir tanesi. Oraya gittigmizde mutlaka yeni sahiplerini bekleyen kedileri,kopekleri, baliklari ve hamstirlara bakiyoruz uzun uzun.


Ayrica universteye ait olan kelebek muzesi de ziyaret ettigimiz mekanlardan birisi. Orada kelebekler icin ayrilmis ozel bir alanda Florida da gorebileceginiz her cesit kelebekle tanisabiliyorsunuz. iceriye girdiginizde her yaninizi kelebekler sariyor bir anda,ozellikle bu gunler de hava cok yumusadigi icin envayi cesit kelebek gormek mumkun. Karan'i iceriye girince hayal etmek zor olmasa gerek, hemen ciglik cigliga ilk gordugu kelebege dokunmaya calismisti ilk seferinde. Artik kelebeklerin cok narin canlilar olduklarini biliyor. Dokunulunca canlari yanabilir diye anlattim ona, onun icin o da yere konmus bir kelebegin yanina oturup dokunmadan ona el sallayip "merhaba kelebek" demekle yetindi son seferinde.














Bir de muzemizde 12 milyon yil yasinda bir mamutumuz var, Karan o mamutu cok seviyor, hatta bazen parka giderken yolumuzu degistiriyoruz mamuta bir merhaba demek icin .


Iceriye girer girmez, girisin hemen devamindaki aciklikda butun heybetiyle duran mamutun yanina kosup uzun uzun bakiyor Karan, sonra bana donup "anneee mamut " diyor. Benden de evet " Karancim Mamut. Ne kadar buyuk degil mi ? Bak kocaman ayaklari ve up uzun disleri var ." cevabini almadan da yanindan ayrilamiyoruz, benim onu dinledigimi anladikdan sonra da kafasiyla tamam der gibi bir hareket yapip " hih " deyip yoluna devam ediyor.









Bir de aynilarini biribiriyle esleyebilmek icin iki takim aldigimiz ciflik hayvanlari modellerimiz var. Gectigimiz hafta onlarlada ilgili bir seyler yaptik. ilk daha once bir kitapcida gorup begendigim ve nasil olsa bir konu bulurum diye bir kenara ayirdigim, uzerinde hayvan ve cesitli imajlar olan bir dizi kartimiz vardi, iste o kartlardan elimizde olan hayvanlarin resimlerini ayirdik ve modellerle resimleri esledik ve resimdeki hayvanlarin isimlerini yeniden tekrarlayip seslerini ya da yuruyuslerini taklit ettik. Sonra da kartlari kaldirip, hayvan modellerinin tamamini masamiza koyup ciftlerini bularak bir kenara dizdik. Sonra minik her zamanki titizligi ile dizdiklerinden memnun kalmayip onlari yanyana dizmek yerine arkaya arkaya dizmenin daha iyi olacagini dusundu ve tek tek hepsini asker gibi arka arkaya dizdi. Isini bitirdikden sonra suratindaki muzur gulusu gorulmege degerdi :)




Gectigimiz bir kac hafta boyunca ogleden onceleri parklarda kosturdukdan sonra hemen hemen hergun oglen uykusundan sonra evimizde birseyler yapmaya calistik. Yaptigimiz her yeni aktivitede minik eskisinden daha ilgili ve daha becerikli idi. Bu yastaki cocuklar neredeyse her gun gozle gorulur derecede buyuyorlar. Tabi bu gelismede yaptiklarimiza bire bir yansiyor. Neler yaptik onlardan biraz bahsetmek gerekirse, yine bir alis veris merkezinde tesadufen buldugum ve kesin birseyler yapariz diye aldigim malzemesinin adini tam olarak bilmedigim ama yumusak ve cocuk icin oynamasi cok kolay oldugunu soyleyebilecegim kucuk kucuk kalp,yildiz, kare, daire ve ucgen sekilleri, farkli farkli renkleri olan sevimli materyaller vardi elimizde. Iste onlardan renkleri ve sekillerine gore ayirdigim bir kismi ile Minikle oturup oyunlar oynadik, oncelikle materyelleri renk gozetmeksizin sekillerine gore dort kaba ayirdik, sonra da hepsini tekrar karistirip bu sefer de renklerine gore dort ayri gruba ayirdik. Bunlari yaparken Karan renkleri isimleri ile degilde ayni renkte olan baska seylerin isimleri ile ogrendiginden isin sohbet tarafi cok zevkli idi. Mesela yesilin bizim evimizdeki adi agac rengi, ya da kirmizinin adi Elmo rengi, is boyle oluncada sohbet su sekilde gelisiyor " Karancim tamam bu kalp Elmo rengi ama sen baska Elmo rengi olan neler biliyorsun ?" Minik eger aklina hemen birsey gelirse soyluyor eger gelmezse sanki soruyu anlamamis gibi " hi " diye cevap veriyor, sonra aklina birsey gelene kadar bu konusma boyle gidip geliyor :)





Bunun disinda dahil oldugum yahoo grup olan

montessori grubunun uyelerinden birin mesaji sayesinde haberdan oldugum, ingilizce tot-book denilen, sanirim bebek kitabi olarak turkceye


cevirebilecegimiz kitaplarla birseyler yapmaya calistik. Internetten konu ile ilgili cesitli siteler var, onlardan birinden malzemelerin renkli ciktilarini alip kitap seklinde bir dosya icerisinde duzenledim. Minik karakterlerini ozellikle onun favorilerinden sectigim tot-booklara bayildi. Ozellikle sekiller, renkler ve hayatta her karakterin bir ismi oldugu ile ilgili Karan cok guzel oyunlar oynadik bu el yapimi kitaplarla.


Yaptiklarimizi tek tek yazmaya calistikca yazilanlar uzuyorda uzuyor ama kisaca bahsetmek gerekirse ....











Bol bol boya yaptik, hatta en son disaridan topladigimiz taslari rengarek boyadik















Sonra sungerlerle suyu bir kapdan deger bir kaba aktarmaya calistik. Bu aslinda el kaslari ve kordinasyon icin cok faydali bir egzersiz, Karan'da cok sevdi ama titizligi sebebiyle yere dokulen her damla icin Karan cok sinirlenip agladigindan bu egzersizi sadece banyo ile sinirli tutmaya karar verdik :)









Birde babamizin bize aldigi ahsap, cesitli sekillerdeki oyuncaklarimizla cesitli konbinasyonlar olusturarak buyuk ucgenler, kareler,diktortgenler gibi tanidik sekiller yaptik

















Karan buyudukce onunla yeni birseyler yapmak cok daha zevkli oluyor. Gorduklerine tepkileri degisiyor, sevincleri degisiyor, ifadeleri degisiyor, yani kisaca kisiligi ve hayati bakisi gelisiyor minigimizin. Tum cabamiz algisinda sinirlari olmasin Karan'in, bir takim korkular gelistirmesin, on yargilar olmasin kafasinda , etrafini tum basitligi ile algilasin ve anlasin diye.

Umarim minigimde benim kadar keyif aliyordur yaptigimiz tum bu islerden :)

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Arzu cuğum sizleri tekrar kutluyorum.Çabalarınızı emeklerinizi...Karanımızın gelişmesi için yaptığınız bilinçli çabalarınızı gönülden takdir ediyorum.En iyi kreşlerde de zaten bunlar yapılır sanırım.Ayrıca anneden babadan daha iyi öğretmen olabileceğini de düşünmüyorum.Hepinizi öpüyorum.NOT Yazımdaki noktalama hatalarım için kusura bakma.Bu klavyeye daha alışamadım.Saim Kara

KEO dedi ki...

Arzu, yaptıklarınızı okurken başım döndü resmen:)harika aktiviteler yapmışsınız.Montessori seni de içine çekti demek ki:)Ayrıca Karan'ın doğa ve hayvanlarla iç içe olması da çok hoşuma gitti...

karazeytincik dedi ki...

Arzu ablacim,
O kadar guzel seyler yapiyorsunuzki Karan'imla, okurken o kadra keyif alip mutlu oluyorumki..Ne kadarda guzel seyler yapiyorsunuz beraber. Karan ne kadra sansli bir cocuk ve tabikide sizde... Umarim bir gun bende cocugumla boyle guzel seyler yapabilirm Arzu ablacim, tabiki seni ornek alarak.....Senin gibi bir anne olmayi o kadar cok istiyorum, umarim senin kadar sansli olurum Arzu ablacim....heoinizi cok opuyorum...mirnavin Deniz

emelo dedi ki...

Arzu ben de okurkan cok imrendim valla, ben de kuculsem de gelip sizle yasasam cocuk olarak. Seni kutluyorum, harika bir annesin!