27 Aralık 2009 Pazar

Kucuk sokak ressami

Bizim kucumen bu gunlerde resme ve yazip cizmeye dustu. Banyo duvarina, eline gecirdigi kagitlara, masasina :) , hatta sokakta yerlere.


Gecen gun gectigimiz yaz aldigimiz ama cok fazla kullanmayip arabanin bir kosesinde unuttugumuz tebesirlerini eline gecirir gecirmez asagidaki resmi yapti minik.






Once baba cizildi, sonra babasindan kendisini cizmesini istedi, ama Karan top oynasin diye kendi ayagina bir top cizdi sonra annesinin karni agridi " hani anne kucumen " diyince babasiyla arasina annesini sikistirdi, en sonunda resme bakip dedesinin eksikligini gordu ve onu da ekledi .


Sagdan sola baba, anne, kucumen ve dedesi... Babasinin sakallarini ve dedesinin biyiklarini da unutmadi :)








Sonra tebesirleri ile yani bulusmanin heyecani icerisinde bir bal arisi ve bize bal yapsin diye de yanina cicegini cizdi.

Son zamanlarda tam konsantre olarak yaptigi tek sey yazmak ve cizmek.
Artik yavas yavas harflere ilgi duymaya basladi, Karan'in "K" si, annenin "A" si, babanin isminin bas harfi olan "L" ve kiz arkadasinin ( ki bu konu baska bir yazi kanusu olacaktir) isminin bas harfi olan "V"
Simdilerde babamizda tatilde oldugu icin gunleri hep birlikde dolu dolu gecirmeye calsiyoruz. Karan durumdan cok memnun. Sabahlari her zaman ki kalkis saati olan 6.30 'da gune baslamaya hazir tum enerjisiyle annecim, babacim hadi oynayalim diye dikiliyor basimiza :)) Kiyabilirsen kalkma :)

10 Aralık 2009 Perşembe

Buyuyoruz...

Ucuncu yas gunumuzden bu tarafa cok birsey yazamadik buraya, ama her zaman ki gibi bir suru sey yaptik. Karan inanilmaz bir hizla buyumeye devam ediyor, bazen gun sonunda yorgun dusup de uyudugunda bakiyorum da ne cok yol kat etti bizim minigimiz. Oncelikle en onemli ilerlemesi dilde oldu sanirim. Simdilerde cok guzel konusuyor, hatta bazen oyle seyler soyluyorki bizi sasirtiyor. Bizimle konusurken kendini Turkce ifade etmekde hic zorluk cekmiyor, oyun dilimiz de genellikle Ingilizce, sanirim kresde arkadaslariyla oynarken surekli o dili konustugunda oynarken Ingilizceyi tercih ediyor. Iki dili cok iyi ayiriyor, daha dogrusu iki ayri dilin varliginin cok farkinda .











Fiziksel olarakda cok degisti , boyumuz cok uzadi mesela, artik bir metreye ulastik. Sonra saclarimizi kestirdik hemen yas gununden sonra, onceleri o guzel, ona bebek havasi veren luleleri gidince cok uzuldum ama ortaya koca bir "cocuk" cikinca cok hosuma gitti. Simdilerde bakiyorumda, simasi bebeklikden iyice kurturdu Karan'in. Hatta tanidigimiz cogu insan Karan saclari kesildiginden beri bir kac yas buyudu sanki diyorlar. Aslinda minigi cabuk buyutmek gibi bir niyetimiz hic yok ama zamaninda onune gecilemiyor iste...



Ha bir de unutmadan dondurmayi kesfettik, artik her iyi birsey yaptiginda "annecigim simdi eve gidince sen bana dondurma ver en iyisi " diyor:)




















Neler yaptigimiza gelince, her zaman ki rutin muze ve park gezilerimizin yaninda bir de kucuk, yasadigimiz sehirde bulunan kolejin ogrencilerinin arastirmalarina hizmet eden bir hayvanat bahcesi kesfettik.














Dedim ya cok fazla hayvan yok icinde ama bir kac cesit maymun, yilanlar, kurbagalar, cesit cesit kuslar bizim minigi mutlu etmeye yettide artti. En cok ilgisini ceken hayvan ise tavus kusu oldu, rengarenk kuyruguna bayildi Karan'cigim.








Sonra minigin dogum gununden hemen sonra
evimize bir balik aldik. Aldigimiz ilk gunlerde ilgisi cok daha fazlaydi ama simdilerde biraz ihmal ediyor baligini minik.















Burada yasadigimiz yerin kucuk bir ogrenci kasabasi olmasindan dolayi cok fazla etkinlik goremiyoruz, ama bu yil kasabamiza sirk geldi :) Biz de kacirmadik tabi. Karan nereye bakacagini sasirdi. Hayatinda ilk kez sirk gormus olmanin heyecani ile once saskin saskin etrafi inceledi, sonrada gosterilere daldi. Bir cok sevdigi hayvanlari bir arada gordu, beyaz ve Sibirya kaplanlari, develer, kopekler, aslanlar, filler. Sonra palyacolar ve turlu gosteriler. Ama sanirim yine de Karan icin en favori an gosterilerin sonunda cocuklari fillerin sirtlarinda dolastirdiklari zamandi. Karan diger korkup binmek istemeyen yasitlarina inat cok cesurca cikti ve bindi filin uzerine :)
















Asagi yukari Ekim ortalarinda Karan'larin kresinde bir sergi oldu, yaz boyunca okulda yaptiklari tum aktiviteleri her cocuga buyuk bir pano ayirmak uzere sergilediler. Karan'in panosunda en sevdigim resim, buraya fotografini koydugum oldu. Bence bu resim Karan'in babasina olan hayranligini anlatmaya yetiyor. Babasini nasil buyuk cizdigine bakarmisiniz :)






Bir cok aktivite de yaptik ama Karan'in en hosuna giden aktivitemiz sanirim tuz ile hazirladigimiz tepsi ile yaptiklarimiz oldu. Bu aktivite sayesinde bir cok geometrik sekli ogrendi minik. Kose ve kenar ne demek artik biliyoruz, sonra sekillerin isimlerinin hem Turkcesini, hem de Indilizcesini ogrendik. Benim hazirladigim ornek resimleri karsisina alip parmagi ile cizmeye calismak cok hosuna gidiyor, onlardan sikilinca kendiside yeni seyler uretmeye basliyor tabi . Her ne kadar her aktiviteyi yerde bir miktar tuz ile kapatsakta gecirdigimiz zaman eglenceli oluyor.



Ekim ayinin 31'i Cadilar bayrami idi. Burada adet olundugu uzere cocuklara kostumler hazirlanip aksam ustu kapi kapi dolasip sekerleme ve cikolata toplaniyor. Karan'in dogumundan once ben kapisi calinip cikolata istenilen teyzelerden iken Karan ile birlikde kapi kapi dolasanlar grubuna katildim :) Cok da iyi oldu. Karan'in her yeni kapidan uzatilan sepetten seker ve cikolata secme sevincine sahit olmak buyuk keyif idi. Bu yil bizim minik korsan oldu. Hatta iki de bir benim gozunde ki siyah bantim nerede onu da istiyorum homurtulari arasinda bir cadilar bayrami gecse de, genelinde cok eglendik.





Aksam uzeri bu evimizden once yasadigimiz, universite lojmanlarindaki Cadilar bayrami karnavalina gittik.
Cocuklar icin turlu aktiviteler, oyunlar, odul olarak cikolatalar, sekerlemeler hazirlamislar. Her stantda cesit cesit kostumler giymis universite ogrencileri cocuklari mutlu etmeye calisiyorlardi. Hatta cok ilginc seylerde yok degildi. Stantlardan birine cesitli surungenler satan bir dukkanin sahibini davet etmislerdi, cocuklara yaninda ornek olarak getirdigi tarantulalar, iguanalar, hatta hatta adina cockroach dedikleri hayvanlardan getirmis. Karan bu stantla cok ilgilendi. Ve annesinin yanina bile yanasmaya cekindigi resimdeki tarantulayi sevdi .


Aksam evimize donerken elinde lolipopu ve yanagina cizdirdigi bal kabagi ile keyfi cooook yerinde idi :)





Simdilerdeki konumuz ise Santa Claus , Karan'in kresinde ogrendigi uzere, bu sevimli sakalli amca gelecek ve Karan'a hediye birakacak ama ne hediye getirecegini nereden bilecek ? Tabi ki onceden amca ile gorusulup soylenecek ki Santa amca dogru hediyeyi getirebilsin. Durum boyle olunca, nerede bir Santa duyumu alsak Karan'i kapip gidiyoruz, resimde gordugumuz minigin bu yil ki ilk Santa'si. Once biraz cekindik, hatta resim icin kendisinin Santa amcasinin kucagina oturup ne istedigini soylemesi gerekiyordu ama Karan cok istek gostermeyince anne devreye girdi. Ikinci Santa amca da kreslerine geldi. Minik orada arkadaslarinin yaninda daha fazla cesaret gosterdi :)
Iste bizlerde haberler boyle. Tum enerjimiz ile Karan'in hizina ayak uydurmaya calisarak geciyor gunlerimiz. Gun gecmiyor ki Karan yeni birseylerle cikmasin karsimiza. Hicbir yenilik bulamadiysa da turlu seyler icat ederek gundemi elinde tutmaya calisiyor. Mesela gecen gece yatmadan once yatmamaya bahane bulamadi, her ne dediyse bir sekil de ikna ettik yatmaya, ama tam kitap okuma faslina gececektik ki bu sefer disini fircaladikdan sonra agzini calkalayip tukurdugu geldi aklina ve basti yaygarayi " benim tukurugum gitmeseydi, ben tukurugumu geri istiyorum " diye. Babasi da, ben de ne once yapacagimizi bilmeyen caresizlikle baktik biribirimize ve sonra bastik kahkahayi, tabi hakli cocuk, tukurugu gitti, almak lazim .... :)

15 Eylül 2009 Salı

Icimden kelimeler

Sanirim hayatimin degistigini ta o zaman anlamistim... Gorunusundeki toyluguna ragmen , beni o cok bekledigime sonunda kavusturdugu icin minnetle baktigim doktorun suratindaki keyfi gordugumde de, saglikla dunyaya geldigini hissetmistim. Seni canimdan kopartipda gogsume verdikleri o gunun uzerinden tam uc sene gecti bugun oglum. Her ani seninle dolu uc sene.

Uc sene icerisinde cok yol kat ettik biz, biz diyorum cunku seninle ben de ogrendim. Herseyi en basindan kesfediyor olmanin heyecan ve sevinc isiltisi gozlerinde parladiginda, benim de icimde kaybolmaya yuz tutmus, yetiskin olma yolunda yitirdigim bazi seyler dirildi. Karinca yuvalarina birlikde biskuvi ufalarken ya da dallara konmus kuslarla laflarken seninle ayni sevinci paylasmak,sanirim hayatta tadilabilecek ender keyiflerdendir.
Sen cocuk olmanin tum ayricaliklarini yasarken bizi de o coskuya ortak etmeye calisma istedigini gorup mutlandim hep sana bakarken. Gozlerinde ki hayat coskusuyla benimde icimde kivilcimlar parladi, yapamam dedigim bircok sey icin kuvvet buldum kendimde.

Simdiye kadar hep tatli , keyifli seyleri paylastik seninle ama birgun seninde ogrenecegin gibi hayat bazen cok aci olabilir yavrum, ama inan bana guzellikleri gormeden cirkinin de var oldugunu, aciyi tatmadan mutlulugun ne kadar onemli oldugunu hicbir zaman anlayamazsin.
Yasam kucuk dengelerin uyumudur, hayatta grilikleri hep gecis donemleri icin kullan oglum, temelde siyah ve beyazdir yasam ... Kendi dogrularin her zaman baskalarininkiler ile ortusmek zorunda degil sakin unutma, sadece hayata karsi tavrini belirlemektir onemli olan . Omrun boyunca en az karnini doyurdugun kadar ruhunu da doyurdugundan emin ol , esas seni sen yapan odur...

Sana sahip olmak sanirim Tanrinin bana verebilecegi en buyuk odul oldu.
Varliginla beni ayricalikli hissettirdigin icin, her zaman bana yasam sevinci veren gozlerindeki hic bitmeyen isilti icin, bana anneligi tattirdigin icin tesekkur ederim yavrum.
Iyi ki dogdun, yasanasi nice saglikli yillara.

Annen.

Ve simdi de baban ;

Karan,

Ne yollar katettin… Eminim her cocuk boyledir belki ama sen bizimsin, bizim bilidigimizsin. Ucuncu yasin, eskittin bunu bile, ama yazayim dedim, cunku muthis guzel, muthis o gozlerindeki, bizim koymadigimiz, koyamayacagimiz, pariltiyi gormus olmak:



Karan bugun tersten 'cocuk' cizdi…

foto, mayis 28, 2009









Simdi dedi “ben inege cocuk cizeyim” [inek uzulmustu bir sey icin, Karan da onu mutlu edecek]… aldi eline kalemi, tersten, aynen benim kullandigim gibi kalemi yukariya dogru tek cizgi hareketiyle filan… ilkin cevreyi, profili cizdi, sonra cok ozenle iki goz kondurdu kendine yakin olan tarafa, sonra o ters el hareketiyle burun geldi, ben ancak ayaklarda anladim tersten cizdigini, yine a ters el hareketiyle once bacaklar sonra ayaklar gelince benim oldugum tarafta…

Oylesine ek bir dikkat vardi ki hareketlerinde, simdi dusununce anliyorum, ben de tersten birsey cizmem gerektiginde biliyorum cok dikkat ve dusunmek gerektiriyor neyin nereye dusecegi gozlem duzleminin tersinde...



Bir de… ben simdi ilk defa bir baska Karan gordum… bu kadar dolu, duyar, duygusal oldugunu bilmiyordum… irkildim, asik oldum, ne diyeyim… kendi basina dunyasini kurmus, bizden baska bir Karan. Oynarken 'pretend' ettigimiz durumlari oylesine bir duyarlilikla coordine, control etti ki… Inekle Aslanla kurdugu dialoglar, beklentilere, uzuntulere cevap verisi, birakmamasi, 'tamam' diyene dek israr etmesi, dogru bildigini, anlatarak kabul ettirmeye calismasi… "bak sen simdi bekle, ben gelecegim hemen', ya da 'bak sen simdi uzulme, ben sana sut getirecegim' gibi...



Ayni sey aksam da oldu… trenlerinden biri ile pretend yapiyorduk, orada da ayni bu yeni Karan, trenine hayatini gosteriyordu, onunla konusuyordu, sonra ben tren olarak, bir konuyu uzatinca biraz bir ara 'babacigim' diye hitap etti trene, durumunu anlatmak cabasiyla…

Sonra tren bir konuda huysuzluk yapinca, iki eliyle tutup, neredeyse bizim ona yaptigimiz gibi 'hayir ama simdi, buyuyunce' filan gibi birseye gelen seyler soyledi…



Baska bir Karan, bizden cok farkli, bizim dusundugumuzden cok daha fazla herseyin farkinda, ve belki bizim kendimizle ilgili farkinda olmadigimiz seylerin de farkinda...



Aslinda ilk defa da 'baskasi' ni gordum… ben degil, arzu degil, biz degil, bizim Karan degil, Karan, kendi Karan…

Ve sanirim Babam, bizim yapmamiz gereken seni tanimaya ve anlamaya calismak… deli gibi sevmek yetmiyor, her ne demekse deli gibi sevmek caba gostermeden...



….

Evlat, seni seviyoruz cok… ve arkadasligin yol gosteriyor bize… sen sen ol bizi pek takma


izyuvey izyuveymabebey...

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Neler oldu ?

Daha sik yazacagimi soylemistim ama mumkun olmadi. Biz burada Karan'li hayati tum hiziyla yasarken firsat bulup da iki satir yazamadim iste...

Neyse hersey yolunda diyerek baslayayim. Karan tum hiziyla buyumeye ve ogrenmeye devam ediyor. Bu yazin en onemi olayi dedemizin ve babanemizin burada yanimizda olmalari sanirim. Karan'in keyfine diyecek yok. Evdeki oyun arkadaslari cogaldigi icin cok memnun kerata, ustelik Turkecesi de cok ilerledi. Hatta o kadar ilerlediki, bazen soyledikleri karsinda ne soyleyecegimizi bilemiyoruz. Mesela gecen gun onun saclarini kurulurken benim iki elimide tutup "Annecim bir dur, bir sabret, bir sey soyleyecegim " dediginde ne diyecegimi sasirdim. Ya da bir kac gun once aksam ki uyku saatinden once ona her geceki gibi masallarini okudukdan ve optukden sonra
" Haydi annecim artik uyku vakti geldi , ben ustunu ortup gidecegim." deyince bana " Hayir annecim senin isin daha bitmedi, bana masaj yap " demesi gibi :) Dedigim gibi bazen oyle seyler soyluyor ki insan ne diyecegini sasiriyor.


Bir de farkettigimiz baska bir sey var ki o da iki ayri dilin varliginin cok cok farkinda olmasi. Henuz arastirmadim, belki normaldir ama ilk fark ettigimde beni cok sartti. Daha once hic denememistim, bir kac gun once Karan'a bir kac kelimenin ingilizcelerini sordum, yani Karancim agacin ingilizcesi ne gibi, hepsinin karsiligi ben sordukca soyledi.


Bunun disinda minik cok guzel resimler yapmaya basladi, hele bir cocuk cizisi var ki anlatilmaz. Hic bir detayini atlamadan itina ile ciziyor cocugu, en sonunda da saclarini konduruyor kafasinin tam tepesini ve bitiriyor resmini :) biz harika olmus Karan'cim, eline saglik dedikce de ciziyor da ciziyor ...

Sanirim ne kadar hareketli oldugunu soylememe gerek yoktur. Evde dort yetiskiniz ama bazen dordumuzu de yorgun dusuruyor. Yaz boyunca minik dedesi ve babanesi ile daha fazlaca vakit gecirsin diye kres gunlerini haftada 3'e indirmistik, iste hafta ici iki gun ve haftasonlari sabahlari dedemize ait. Saat 7 parklarda gune bir basliyorlar, aksam 9'a kadar uyku haric her dakika oyun ve arastirma ile geciyor. Tabi Karan bu, nazinin gectigini anladigi icin hem dedesine, hem de babanesine her istedigini yaptirip pur keyif gunler geciriyor.




Son yazima bahsettigim gibi yaz basinda yaptigimiz son aktivitemiz cilek toplamak olmustu Karan'la.
Gecen senekinden farki olarak bu sene canla basla cilek topladi minigim. Hatta evde topladiklarini yerken de nasil topladigini hatirlatti durdu bize.
Babamizin da islerinin daha az yogun oldugu bu gunlerde bol bol geziyor ve hep birlikde Karan'li gunler geciriyoruz. Yasadigimiz yere yakin gol ve kaynaklara yaptigimiz haftasonu gezilerinde ki anilar ve fotograflar da ilk firsatta blogumuzda olacaklar. Birkac hafta icerisinde yeni aktivitelerimiz ile birlikde yazilara devam etmek uzere....

17 Nisan 2009 Cuma

Hicbir yere gitmedik :)

Yine uzun oldu degil mi? Cok farkindayim, hatta son iki haftadir site icin dusundugum resimleri ayirmis ve hazirlamis olmama ragmen bir turlu basina oturup yazamadim. Ama bundan sonra kararliyim, siteyi daha guncel tutacagim.

Her ne kadar ben yazamasamda burada hayat tum hiziyla akmaya devam ediyor. Minik cok buyudu, krese basladigindan beri iyice dillendi. Hem Turkcesi hem de Ingilizcesi cok ilerledi, sosyallesti ve cok hareketlendi. Iyice ele avuca sigmaz oldu :) hareket isinden genelde sikayetci degiliz ama aksam olupta babasiyla karsilikli koltuklara yigilip kalinca ne kadar hareketli bir oglumuz oldugunu tekrar anliyoruz.



Karan'da ki en sevdigim yeniliklerden biri espiri yetenegi :) bu aralar bilerek ve dusunerek bize espiri yapiyor. Bazen sasirtiyor bizi ince ayrintilari nasil fark ettigini gostererek. Bizim onu guldurmek icin kullandigimiz kucuk oyunlari tam da sirasi geldigine bize yapiyor, ki o zaman tadindan yenmiyor ... Gecenlerde babasi onun resmini cekmeye calisirken oturmus o da eliyle babasinin resmini cekiyor, agziylada efekt yapiyor hareketine.






Sonra bir de saklanbac oynarken hic gorunmeden saklanmalari varki cok alem, ustune ustluk gozunude kapatiyor iyice saklanmis olayim diye her halde :)
Unutmadan aslinda en onemli yeniligimiz her ne kadar resimde altinda bezi olsada artik bezden kurtulduk diyebiliriz. Bir kucuk isimiz daha kaldi ki sanirim onu da onumuzdeki bir kac gunde halledecegiz diye umuyoruz:)










Son yazdigimizdan bu tarafa rafimiza ekledigimiz yeni aktivitelerimiz de oldu tabi. Ama bu sefer Karan'in hizina yetismekte zorlandigim icin aktivite sirasinda resimlerini cekemedim, ilk firsatta onlarida ekleyecegim.





Mesela bunlardan iki tanesi buyuteclerle ilgili, Karan her ikisinide cok sevdi hele kabuklara neredeyse hergun dakikalarca bakiyordu ilk rafimiza koydugumuzda.






Digeri ise ayni resimlerin hem cok cok kucuklerinin, hem de normal boyutta olanlarinin bulundugu ciktilar aldik internetten ve Karan buyutec yardimi ile kucuk olanlara bakip buyuk olan esleri ile birlestiriyor.












Bunlarin disinda burada kirtasiye diyebilecegim bir yerde buldugum aslinda farkli bir amac icin kullanilan ama bizim renk siniflandirma ve el koordinasyonu icin uygun buldugumuz bir baska aktivetemiz daha oldu








Sonra bir oyuncakcida buldugumuz cocugun kavramlarin ve durumlarin opozitlerini buldugu kartli bir oyunumuz oldu. Karan bununla oynarken opoziti buldugu seye bagli olarak yuz ve vucut hareketler ile durmu ifade etmeye de calisiyor ki hali cok tatli oluyor : )








Bir de bence en onemli seylerden biri de ,bir suredir planlarini kurdugum kucuk bahcemizi sonunda yaptik. Karan ile birlikde buyuk bir keyifle domates, salatalik, biber, sogan sarmisak, maydanoz tohumlarini teker teker cimlendirme kaplarimiza ektik ve sabirla buyuttuk. Simdi hepsi oldukca buyuduler. Ilk ekim islemlerini yaparken Karan'la bitkilerin nasil buyudugunu, cok sevdigi salatalik ve domatesin nereden geldigini, bitkilerin yasamak icin nasil surekli suya ihtiyac duyduklarini onun anlayacagi dilde ve ilgisi olcusunde konustuk. Her ne kadar gecen gun domateslerden birisini yapragini kopartmak isterken kirsada, genelde bahce ile arasi cok iyi. Bana sularken yardim etmek konusunda cok istekli. Once bitkilerle baslayip sonra kendi ayaklari ile devam eden sulama islemi genellikle yerdeki topragin uzerinde camura donusmus kumlarin avuclanmasi ile son buluyor ama Karan durumdan cok keyif aliyor :)





Bir de iki hafta once kresimizin bir etkinligi vardi ona katildik, kucuk ciftlik hayvalarini getirdiler etkinlik kapsaminda. Tavsanlar, kuzular,koyunlar, keciler,tavuklar. Karan cok ama cok mutlu onlari gorunce ve neredeyse baska hicbir seyle ilgilenmedi. Zaten oyle olacagi daha gitmeden belli idi, cunku "Kuzularla ne yapacaksin Karan" diye sordugumuzda " Sarilicam, sonra sikicam sikicam " diyordu. Bu onun sevgi ifadesi tabi, akla yalnis birsey gelmesin :)



Sila'larin evinden universite kampusunun icindeki Lake Alice yuruyus mesafesinde bu yuzden neredeyse her gittigimizde oraya kisa bir yuruyus yapiyor ve cocuklar icin buldugumuz kumu bol bir kosede oturup kum oynuyoruz. Artik oyle aliskanlik haline geldi ki Karan oglen uykusuna yatarken hemen soruyor "Anne Sila'ya gidicez ?"...









Sonra neredeyse hergun Sila'miz ile oynamaya gidiyoruz, ikisi de iyice buyudukleri icin birlikde cok daha guzel oynar oldular. Zaman zaman kavgalarimiz olmuyor degil, ozellikle Karan'in "o benim" cigliklari zaman zaman isitiliyor ama gun gectikce daha iyiye gidiyoruz.











Gectigimi hafta burda Easter dedikleri yumurta baysamiydi, baharin gelisini kutladi cocuklar. Tabi boyle bir aktivite olur da Karan'la Sila geri kalir mi. Onlarda diger cocuklar gibi Maguire Village'de ki parka ve agac altlarina saklanan icleri cikolata dolu yumurtalari bulup dev tavsanin arkasindan civcivler gibi kosturdular. O aksam Karan oyle cok yorulmustu iki ilk defa uyku saatinden bir saat once uyudu :)




Bizim buralara yaz geldi, doga yeniden fiskirdi, cok sicaklar bastirmadan parklarin ve bahcelerin en keyifli zamanlari basladi.
Hatta gecen haftasonu ailecek bu senenin ilk cileklerini toplamaya gittik ama onu da bir daha ki sefere anlatacagim :)

11 Şubat 2009 Çarşamba

Gezi

Bir kac hafta once ailecek Charleston,SC daydik. Son anda karar verip, esimin ogrencileri ile yaptigi geziye minikle birlikde dahil olduk. Iyi ki de gitmisiz, minikle ben cok cok iyi vakit gecirdik. Cok guzel bir sehirdi Charleston, zamanimiz kisitliydi ama elverdigi olcude gezmeye calistik. En cok sevdigimiz yerlerse South Carolina Aquarium ve Water Front park .


Ozellikle akvaryum gezimiz cok keyifliydi. Sabah babamizi ogrencileri ile sehir turuna ugurladikdan sonra Karan'la birlikde atladik arabamiza ve dogru akvaryuma. Icinde yuzlerce balik ve deniz canlisinin oldugu cok buyuk bir yerdi. Binada bir cok bolum vardi, dag, nehir,gol, okyanus canlilari ayri ayri akvaryumlarda sergileniyordu.



Sadece baliklar ve deniz canlilari degil, birlikde yasadiklari bitkiler, kuslar, agaclara kadar sergilemislerdi. Gunun ortasinda buyuk akvaryum dedikleri yerdeki gosteri ise nefer kesici idi. Icinde en kucugun boyutu Karan kadar olan baliklarin yasadigi bir akvaryuma iki dalgic girip elleri ile baliklari beslediler ve ozel bir mikrofon araciligi ile seyredenlerin sorularini yanitladilar. Isin en heyecan verici yani ise akvaryumda 2 ya da 3 tane buyuk kopek baligininda olmasi idi.






Bir de Karan'in en keyif aldigi kose cocuklar icin hazirlanmis tekneydi, kaptan Karan gemiyi kesfederken cok keyifli idi .


Tum detaylari ilgiyle inceledi, keyif aldigi her halinden belli idi :)










Waterfront park denilen yerde uzun beton bir iskelenin arkasinda kiyi boyunca uzanan guzel bir park ve buyuk bir havuzdan ibaret.
Uzun uzun yuruyus yapilabilecek, cocuklar icin engelsiz kosturulabilinecek bir yer. Karan'da oyle yapti zaten, Havanin biraz serin olmasini onemsemeyerek park boyunca kosturdu durdu. Aksam odaya dondugumuzde biraz yorgun ama cokmutluydu. Uzun uzun babamiza neler yaptigimizi, akvaryumda neler gordugumuzu heyecanla anlatti :)
Bu iki gunluk kisa gezi hepimiz icin iyi bir degisiklik oldu, gunduzleri hep birlikde olamasakda aksam yemeklerinde ailecek Low Country Cuisine dedikleri Bol deniz mahsullu guney mutfagini tatdik, sohbet ettik ve bol bol Karan'a gulduk :))

17 Ocak 2009 Cumartesi

Bu yil yaptiklarimiz II

Bu yazamadigim donemde baska neler mi yaptik ? Iste kalanlar :)

Uzun zamandir Karan'a evimizin salonunda bir kose hazirlamak fikri vardi, ama bir turlu nasil organize edecegimizi bulamiyordum , sonunda oldukca hesapli ve guzel bir raf buldum. Burada aldiginiz her mobilyayi kucuk bir kutu icinde eve getirip cakip, vidalayip kendin yapmak zorunda oldugundan mobilyayi ayakta duracak hale getirmekle basladim :) Sonunda kafamdaki gibi bir kose hazirladim Karan'a. Butun aktivite materyellerimizi de yerlestirdik uzerine, hatta bazi yeni aktiviteler de ekledik. Bu asamayi Karan uyurken yaptik, minik uyanipda salona geldiginde yuzu gorulmeye degerdi :) surekli "wow wow " diyerek raflardaki herseye tek tek bakti.
Karan kosesini cok sevdi, simdi oraya ikinci odam diyor, bazen odasinda oynarken aklina geliyor " anne iki oda hadi " diyor, hemen oraya goturuyor beni .




Bir de minige kucakda cizim yapabilmesi icin bir masa aldik ki cok isimize yaradi, hem uzerinde bazi aktivitlerimizi rahatca yapabiliyoruz, hem de Karan onu her yere tasiyip habire resim yapiyor.











Yeni aktivitelerimi bazilari soyle ;
Mesela suyun icindeki su emmis sungerleri limon sikacagi yardimiyla sikmak. Bunun alet kullanmaya baslamak ve kordinasyon icin iyi bir aktivite oldugunu okumustum. Karan'in disariya dokulen sular konusunda sikintisi oldugu icin biraz tereddut ediyordum, cunku daha once kaptan kaba sunger yardimiyla su tasima aktivitesinde, Karan disariya dokulen sulardan cok rahatsiz oldu.







Suyunun disariya akarak azalmasi ve uzerinin islanmasi hosuna gitememisti. Ama bu aktivite sandigimdan cok daha basarili oldu. Bu sefer Karan durumdan hic rahatsiz olmadi. Serdigimiz havlu siril siklam oldu ama bu sefer gayet mutluydu.









Bir digeri ise aldigimiz oyun hamuru, kucuk mardene ve kucuk hayvan figurlu kurabiye kaliplari. Ilk once merdane yardimiyla hamurlari acip ( tabi daha once hamurlari elimizde iyice yumusattik.) kaliplar ile hamurdan kucuk hayvan figurleri cikarttik. Minik bunuda cok sevdi ama tek sorun cikarttigimiz kucuk hayvanlari isimiz bitince hamura karistirmamiza izin vermiyor. Simdiden 10-15 tane kucuk hamur hayvancigimiz oldu :)






Yine bir digeri somunlari vidaya takmaca , bu
konuda biraz zorlaniyoruz, ilk basini pek beceremiyoruz ama sanirim tekrarladikca daha rahat yapmaya baslayacaktir. Daha once cimbiz ile boncuk tasima aktivitesinde mesela ilk onceleri sadece bir iki boncuk aktarabilirken simdilerden tum kavanozu yapabiliyor, hemde renklerini siniflandirarak yapiyor aktarma isini :) Bu vida - somun aktivitesi Karan'in uzun sure konsantre olmasina yardim ediyor ve el koordinasyonu icin de cok iyiymis.








Birde bilenler bilirler babamizin ucak ve maket tutkusunu. Gectigimiz hafta bir hobi dukkaninda buldugumuz ahsap ucak ve uzay mekigi modelleri yeni konularimizdan. Ilk once baba ogul mekigi yapistirarak yaptilar, ertesi gun tutkal kurudukdan sonrada parca parca boyadilar, gerci maket Karan'a bir gun dayandi , ertesi gun uzuvlarindan fireler vermeye basladi ama :) yaparken cok keyif aldi minik. Simdi sirada ucak var...




Iste oyunlar ve aktivitelerin buyuk kismi bunlardi, Karan ikinci odasi ve yeni malzemeleri ile cok mutlu bu gunlerde. Zaten kresin heyecanini da henuz uzerinden atabilmis degil :)
Minigimiz coook mutlu simdilik bizden bu kadar, umarim bir sonraki yazimiz icin ara cok uzamaz...








Bye-Bye...









16 Ocak 2009 Cuma

Bu yil yaptiklarimiz I


Yine yogunlukdan ve kosturmacadan sitemizi guncel tutmayi beceremedim. Ama tum bu zaman araliginda hic bos durmadik. Hayatimizda bir cok yeniligimiz oldu. En onemli yeniligimiz ise yeni yilla birlikde Minigimizin yuvaya baslamasi her halde:)

Karan'in etrafindaki cocuklarla birlikde oynamaya olan yogun istegi yuzunden gunluk 3,5 saatini yeni kresinde geciriyor Karancik.






Ilk gunlerimizde biraz zorlanmamiza ragmen bu hafta hersey cok daha rahat oldu. Sabahlari birlikde sinifinin kapisina kadar gidiyoruz ve ogretmeninin elinden tutup bana bye anne diyor ve donup gidiyor :) Zaman zaman Karan'a gorunmeden, ne yapiyor acaba diye bahceden onu seyrettigimde de ise Minigi nese icinde oynarken goruyorum hep.

Oglen yemek saatinden sonra almaya gittigimde keyfinden yanina yaklasilmiyor. Evin yolu buyunca anlatiyorda, anlatiyor. Karan'in mutlulugu gozlerinden okunuyor. Duruma babasi da ben de cok memnunuz.







Yazamadigim zaman zarfinda, yilbasi oncesine ve sonrasinda toplam iki hafta kadar bir tatil vardi burada. O tatilde Karan babasi ile cok vakit gecirdi.









Normalde esim calistigindan Karan vaktinin buyuk kismini benimle geciriyor ve babasini ozluyordu, ama tatil boyunca babasi minige cok vakit ayirdi, hergun birlikde parklara gittiler, evde tren oynadilar ki bu Karan'in en sevdigi oyun, ailecek pikniklere gitti ve hatta bir seferinde bize bir rakun aileside eslik etti.








O gunden beri Karan nerede rakun resmi gorse hemen taniyor ve anne rakun diyerek benimde onayimi aliyor :)








Gecen hafta yasadigimiz yere cok yakin bir deniz kenari kasabasina gittigimizde ise babasi ile Karan gun batimini izlerken keyiflerine diyecek yoktu.









Ayrica aktiviterimiz konusunda da bos durmamaya calistik, vaktimiz ve keyfimiz el verdigi olcude yine devam ettik Montessori aktiviterimize. Gruptaki aktivite konularimidan birisi evimizin odalari idi, bu aktiviteyi Ceren'den kopya cektik . Bir tepsiye evimizin odalarindan topladigim cesitli objeler koydum ve minikden bunlarin yerlerini bulmasini istedim, Karan hic tereddut etmeden hepsini yerlerine yerlestirdi. Tereddut etmedi diyorum cunku Karan'in duzenli olmak konusunda bir takintisi var. Kresindeki ogretmeni bile bu konuda "Diger cocuklari oyuncaklari toplamasi konusunda ikna etmeye calisirken Karan'i digerlerinin toplasi gerekenleri toplamamasi konusunda ikna etmeye calisiyoruz" demisti gectigimiz hafta :)




Diger bir konu ise temizlik idi, bu konuda ayrica bir aktivite yapmadik cunku Karan uzun zaman once aldigimiz kurek ve firca ile her yemekden sonra ya da aklina geldikce yerleri supuruyor ve neredeyse her seferinde ben yerleri makine ile supururken de bana yardim ediyor.










Ayrica yine internetden bulup hazirladigim buyuk dik ucgenlerle baska buyuk sekiller yaratmaya calistik.







Karan bunu cok sevdi, en cokda ucgenlerden yaptigimiz daireyi begendi, hatta isimiz bitip kaldirmamiz gerektiginde daireyi bozmak istemedi :)






Karan geometrik sekilleri cok sevdi, bir oyuncakcida 8 yas ve ustu icin hazirlanmis bir oyuncagin geometrik parcalarindan faydalanak kendimize yeni bir oyun yarattik. Ismi "bir sey yapti :) " cunku Karan ne zaman onlari eline alsa "Anne bak Karan birsey yapti" diye diye oyunun adi bir sey yapti kaldi . Parcalar ne cok buyuk ne de cok kucuk, Karan icin ideal sayilabilecek olcude, yanyana gitirerek baska buyuk geometrik sekiller yaratabiliyorsun ya da bizim yaptigim gibi ucak, gemi adam figurleri olusturmaya calisiyoruz Karan'la .


Sonra daha once kullanip bitirdigimiz ama bir ise yarar diye bir yerlerde biriktirdigimiz kucuk plastik siselerden muzik, daha dogrusu ritm siseleri yaptik. Kutularin her birine mercimek, nohut, fasulye, tane karabiber gibi farki sesler cikartabilecek malzemeler doldurduk ve agizlarini sikica kapatik. Ve zaman zaman onlari cikartip hadi bakalim atlar nasil kosuyor bulalim diyoruz ve Karan'la birlikde atin kosma ritmine en yakin ses hangisi ise onu bulmaya calisiyoruz. Ya da tavsanin ziplamasina, veya yavas yavas calismaya baslayan ve sonra cok hizli giden bir trenin sesini...
Bunun disinda daha once renk ve sekil siniflandirmada kullandigimiz renkli kucuk malzemelerimizi plastik bir igne ile misinaya dizmece yeni oyunlarimizdan. Her zaman cok hosuna gitmesede arada sirada keyifle oynuyor bununlada minik.









Ayrica daha once cesitli eslestirme aktiviteleri icin kullandigimiz kucuk hayvanlarimizili simdilerde ciflik oyunumuz icin kullaniyoruz. Biricik arkadasimiz Sila'nin bize bayram hediyesi olarak aldigi sirin ahsap odunlarla yaptigimiz ciftilimize minik hayvanlarimizi ozenle yerlestirdikten sonra, onlarin nasil sesler cikarttigini, nasil kostuklarini, nerede yasadiklarini konusup oynuyoruz.




Tum bu aktivitelerimizin yani sira park gezilerimiz hala surmekde, buralara hala kis gelmediginden parklarda, bahcelerde gonlumuzce oynayip kumlara ciplak ayaklarimizi keyifle sokup tum elektrigmizi atiyoruz.
Yani herey yolunda, hayatimiza yeni giren keres son gunlerimizin heyecan konusu, hergun Minigi alma vaktimiz yaklastiginda acaba bugun neler anlatacak diye merakla bekliyoruz.
Zaman cok hizli geciyor,minik cok hizli buyuyor, hala Karan'in kres cocugu olduguna inanamiyorum :))
Simdilik bu kadar tek bir yaziyi cok uzatmak istemedigim icin son bir bucuk ayi ikiye ayirarak anlatmayi tercih ettim, bu ilk bolumumuz, hafta sonunda da ikinci bolumunu yazmaya calisacagim.